This study seeks to address the question of why Israel, despite exhibiting all the defining characteristics of settler colonialism, is not widely recognized as a settler-colonial state. The Israeli case aligns closely with the core features identified in the settler colonialism literature, including the control and displacement of Indigenous populations, the seizure of land, and the imposition of labor structures. Moreover, Zionist leaders’ narratives reveal a conscious alignment with the colonial strategies employed by Western powers, particularly during the formation of the Israeli state and in its aftermath, policies targeting land, labor, and population control position Israel as a paradigmatic example of contemporary settler colonialism. However, this study argues that Israel’s colonial structure is rendered mainly invisible due to the discursive dominance of the Holocaust narrative, which is framed exclusively around Jewish victimhood. Israeli history is thus predominantly interpreted through the lens of nation-building and nationalism rather than colonialism. The academic literature’s focus on Israel as a nation-state project obscures its foundational colonial dimensions. Furthermore, the hegemonic role of the Holocaust in public and academic discourse silences critiques of Israeli settler colonialism by equating such analyses with Anti-Semitism, thereby removing them from legitimate scholarly inquiry.
Bu çalışmanın amacı, bütün özelliklerine sahip olmasına rağmen İsrail’in neden yerleşimci kolonyalist bir aktör olarak anılmadığı sorusuna cevap bulmaktır. İsrail, yerleşimci kolonyalizmi anlatan literatürün belirttiği tüm özellikleri taşımaktadır. Siyonist liderlerin kendi anlatıları da İsrail politikalarının Batı’nın kolonyalist politikalarıyla örtüştüğünü ortaya koymaktadır. Özellikle İsrail’in kuruluşu sürecinde ve sonrasında yerleşimci kolonyalizmin üç temel özelliği olan emek, toprak ve nüfusu işgal/kontrol etme politikaları, İsrail’i yerleşimci kolonyalizmin günümüzdeki başlıca temsilcisi yapmaktadır. Bu minvalde çalışma, İsrail’in kolonyal yapısının görülmemesinin nedeninin Holokost anlatısının sadece Yahudi varlığı ile eşleştirmesi ve İsrail tarihinin “kolonyal” noktadan ziyade “ulus-devletleşme ve milliyetçilik” çerçevesinde ele alınması olduğunu iddia etmektedir. İsrail tarihinin milliyetçi bir noktadan ve bir ulus-devlet yaratma misyonu üzerinden ele alan literatürün baskınlığı, kendisini baştan itibaren kolonyalist politikayla eşleştiren İsrail tarihini görünmez kılmaktadır. Nitekim akademideki bu baskınlık, yerleşimci kolonyalizm söylemini bastırırken, Holokost’un tamamen Yahudilerle ilişkilendirilmesi ise bu tür tarihsel gerçeklikleri Anti-semitik söylem suçlaması yoluyla akademik sorgulamaları gündemin dışına itmektedir.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Contemporary History of Middle East |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Publication Date | October 31, 2025 |
| Submission Date | May 13, 2025 |
| Acceptance Date | June 16, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 10 Issue: Vakanüvis 10. Yıl Özel Sayısı |
This work is licensed under a Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Attribution-Non Commercial-Share Alike).