Since ancient times, Rumkale Castle, which is in ruins today, was one of the sheltered settlements on the banks of the Euphrates River. This city, which became the Armenian and Jacobite catholicosate center under the influence of the Crusades in the Middle Ages, gained an important place in the traditional Christian faith. After it was conquered by the Mamluks, it became an Islamic town. Structures such as mosques, masjids, madrasahs, and zawiyas built within the waqf system during the Ottoman period became the city’s dominant cultural centers for several centuries and were the main institutions that shaped social life. In the 19th century, due to rebellions and excesses of the castle lords, and the destruction caused by the Kavalalı incident, the castle was closed to settlement and evacuated. Over time, the abandoned castle become a ruin and the temples and waqf buildings were completely destroyed and lost. The waqf structures in Rumkale were almost completely forgotten by the locals and the settlement ruins around the castle were flooded with the construction of the Birecik Dam making it necessary today to study and reveal the local waqf culture. On the other hand, the narratives of Western travelers who visited Rumkale in the 19th century, highlighting the church and monastery ruins, have become the main references for the architectural structures of the city in modern research. Rumkale’s identity throughout history is reinforced through Christian temples in academic studies that do not distinguish
between periods. As a matter of fact, inventory studies of castle ruins in recent years have drawn attention to the fact that church and monastery ruins come to the fore, whereas Muslim temples cannot be identified even by name. In order to reveal the new identity of the city during the Mamluk and Ottoman periods accurately, the Muslim temples built here need to be identified in light of the historical records. This study aims to identify the historical mosques and masjids in the Rumkale settlement area, especially the Grand Mosque, based on the records in the Ottoman archive sources; to determine their construction periods, officials, service areas, and foundation resources; and to reveal some of their old images. Since no waqfiyes of mosques and masjids have survived to the present day, the study’s main sources are the tahrir books prepared after the Ottoman annexation of the region, the hurufat books containing foundation appointment records, waqf accounting books reflecting the income and expenses of waqfs, and other archive materials in the waqf funds.
Günümüzde harabe haldeki Rumkale kalesi, ilk çağlardan beri Fırat Nehri kenarındaki korunaklı yerleşim alanlarından biridir. Orta çağda Haçlı seferlerinin etkisiyle Ermeni ve Yakubilerin katikosluk merkezi haline gelen bu şehir, geleneksel Hıristiyan inancında mühim bir mevki edindi. Memlukler tarafından fethedildikten sonra bir İslam beldesi hüviyetini aldı. Osmanlı döneminde vakıf sistemi içinde inşa edilen cami, mescit, medrese ve zaviye gibi yapılar, birkaç asır şehrin hâkim kültürü haline gelerek sosyal hayatı şekillendiren başlıca müesseseler oldu. 19. yüzyılda kale beylerinin bir takım isyan ve taşkınlıkları ile Kavalalı olayının yarattığı tahribattan dolayı kale yerleşime kapatılarak boşaltıldı. Terk edilen kale zamanla harabe hale geldiği gibi buradaki mabetler ve vakıf eserler de tamamen yıkılarak kayboldu. Rumkale’deki vakıf yapıların bölge halkı tarafından neredeyse tamamen unutulmuş olması ve Birecik Barajının yapımıyla kale etrafındaki yerleşim harabelerinin sular altında kalması buradaki vakıf kültürünü ortaya çıkarmayı zaruri kılmaktadır. Diğer yandan 19. yüzyılda Rumkale’yi ziyaret eden batılı gezginlerin harabelerdeki kilise ve manastır kalıntılarını öne çıkaran anlatıları, modern dönem araştırmalarında şehrin mimari yapıları için başlıca referanslar halini almıştır. Rumkale’nin tarihi süreçteki şehir kimliği, dönem ayrımı yapmayan akademik çalışmalarda Hıristiyan mabetler üzerinden pekiştirilmektedir. Son yıllarda kale harabelerine dair envanter çalışmalarında benzer şekilde kilise ve manastır kalıntılarının ön plana çıktığı buna mukabil Müslüman mabetlerin ismen dahi tespit edilemediği dikkat çekmektedir. Şehrin Memluk ve Osmanlı dönemlerinde edindiği yeni kimliği doğru bir şekilde ortaya koymak için burada inşa edilen Müslüman mabetlerin tarihi kayıtlar ışığında tespit edilmesine ihtiyaç vardır. Bu çalışmada Osmanlı arşiv kaynaklarına yansıyan kayıtlar ışığında başta Ulu Camii olmak üzere Rumkale yerleşim alanındaki tarihi cami ve mescitlerin tespit edilmesi, inşa dönemleri, görevlileri, hizmet sahaları, vakıf kaynaklarının belirlenmesi ve bazı eski resmilerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Cami ve mescitlerin herhangi bir vakfiyesi günümüze ulaşmadığından çalışmanın temel kaynaklarını Osmanlı’nın bölgeyi ilhakından sonra düzenlenen tahrir defterleri, vakıf atama kayıtlarını ihtiva eden hurufat defterleri, vakıfların gelir giderlerini yansıtan vakıf muhasebe defterleri ve evkaf fonundaki diğer arşiv malzemesi oluşturmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ottoman Institutions and Civilization (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | June 30, 2024 |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | October 12, 2023 |
Acceptance Date | November 24, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 61-Haziran 2024 |
The articles sent to the Journal of Waqfs with a request for publication are subject to preliminary examination by the Editorial Board and at least two academicians who are experts in their fields are sent for review. The copyright of the articles accepted to be published in the Journal of Waqfs with the referee reports and the decision of the Editorial Board is deemed to have been transferred to the General Directorate of Foundations, and a royalty fee is paid to the published articles in accordance with the relevant legislation.