Sanayi
toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinin önemli etkilerinden biri de klasik
girişimciliğin, kreatif sınıfın önderliğinde yenilikçi, teknoloji tabanlı girişimciliğe
dönüşmesidir. Teknoparklar tekno-girişimcileri bir araya getiren küme bazlı,
sosyo-mekansal sistemlerdir. Teknoparklardan muhteva ettikleri firmalara
yönelik daha fazla yenilik ve nitelikli istihdam üretmelerini sağlamak üzere
çeşitli dışsallıklar yaratmaları beklenir. Bu varsayım dâhilinde, devletler
teknoparklara yönelik vergi desteği ve altyapı yatırımları gibi önemli
teşvikler sağlamaktadır. Bununla birlikte, teknopark firmaları bahse konu
teknopark dışsallıklarından yeterince faydalanamıyorsa vazgeçilen vergiler ve
yapılan kamu yatırımları boşa gidecektir. Daha da önemlisi, yenilikçi,
teknoloji tabanlı girişimcilerin performansını ciddi anlamda artırma fırsatı da
elden kaçmış olacaktır. Bu da, teknoparklarda arzu edilen potansiyel faydaların
gerçekten hayata geçip geçmediğine ilişkin etki değerlendirme çalışmalarının
önemini öne çıkarmaktadır.
Bu
çalışma firmaların teknopark dışsallıklarından hangi seviyede fayda sağladığını
ortaya çıkarma amacını taşıyan anket bazlı bir etki değerlendirme yaklaşımını
ortaya koymakta ve örneklendirmektedir. Çalışma kapsamında Türkiye’deki en az
50 firmanın bulunduğu 26 farklı teknoparktan rastgele seçilmiş 1.112
tekno-girişimciye, teknopark dışsallıklarından hareketle belirlenen 12 ölçüt
bağlamında teknoparkta yer almamış olsalardı ne durumda olurlardı şeklindeki
karşı-olgusal sorular yöneltilmiştir. İlave olarak, girişimcilerce algılanan
faydanın, farklı girişimci ve firma-spesifik özellikler dahilinde değişim
gösterip göstermediğini incelemek üzere 12 karşı-olgusal sorunun her biri için
12 farklı özellik ele alınarak sıralı logit regresyonu analizi
gerçekleştirilmiştir. Eğer algılanan faydalar girişimci ve firma özelliklerine
göre değişim gösteriyorsa o zaman tek tip uygulamalar yerine özelleştirilmiş
uygulamalara yönelinmesi daha etkin olacaktır.
Analiz
edilen 12 teknopark dışsallığından 10 tanesi kapsamında istatistiki olarak
anlamlı algılanan ortalama fayda gözlemlenmiştir. Sıralı logit regresyonu
analizi sonuçları, daha yüksek fayda düzeyinin kadın girişimci olmayla, daha
fazla sayıda ortağa sahip olmayla, daha düşük eğitim düzeyine sahip olmayla,
ihracat yapmayla, sektörün yazılım/bilişim olmasıyla, daha az gelişmiş bir
teknoparkta olmayla ve daha az gelişmiş bir şehirde olmayla ilişkili olduğunu
ortaya koymuştur. Bu bulgular teknoparkların içerici kalkınma perspektifi
açısından önemli bir rol oynadığına işaret etmektedir. Diğer taraftan,
algılanan fayda düzeyinin girişimcinin ve firmanın yaşı, firmanın çalışan
sayısı ve firmanı hızlı büyüyen firma olup olmaması özelliklerine göre
farklılaşmadığı gözlemlenmiştir. Teknoparklardan beklenen temel etkilerden biri
uluslararası düzeyde lider firmaların, diğer ifadeyle “yıldız firmaların”
teknoparklarda gelişip atılım yapmasıdır. Hızlı büyüyen firmalar buna en uygun
adaylar olup, bu firmaların teknopark dışsallıklarından diğer firmalara oranla
en üst düzeyde istifade etmeleri beklenir. Bu çalışmanın bulgularından
hareketle bu konuda teknopark idarelerinin ve ilgili kamu kurumlarının daha
fazla çaba göstermesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu
çalışma bulgularının ve yaklaşımının Türkiye’deki teknoparkların performansını
artırma anlamında tamamlayıcı bir etki değerlendirme aracı olarak faydalı
olacağını ummaktayız. Yaklaşımımızın önemli bir boyutunu da etki değerlendirmeye
ekonomik perspektifin yanı sıra sosyolojik perspektiften de yaklaşmamız
oluşturmaktadır. Çalışma bulguları aynı zamanda kalkınmakta olan/ yükselen
ülkeler bağlamındaki teknopark politikaları ve dinamiklerine ilişkin de örnek
teşkil etmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2018 |
Submission Date | March 11, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 3 |
Journal of Productivity is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC 4.0)