Muhtâr b. Ebû Ubeyd es-Sekafî, 66-67/ 686-687 yıllarında Muhammed b. Hanefiyye tarafından “Hz. Hüseyin’in intikamını almak ve mazlumları korumak” üzere görevlendirildiğini ileri sürerek Zübeyrî ve Emevîlere karşı Kûfe merkezli bir hareket başlatmıştır. Kısa sürede başarıya ulaşıp Irak’ı ele geçiren Muhtâr’ın hareketi aynı hızla inişe geçerek bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede ortadan kalkmıştır. Makalemizde Kûfe’deki kabilelerin ve İranlı mevâlînin bu harekete karşı geliştirdiği ilişkinin mahiyeti irdelenmektedir. Emevîlerin Hz. Ali çocuklarını iktidardan uzaklaştırması ve İranlı mevâlîye ayrımcılık yapması bu iki grubun memnuniyetsizliğini artırmıştır. Muhtâr bütün stratejisini, Ali taraftarları ve mevâlî üzerinden düşmanlarıyla mücadele edecek şekilde kurgulamıştır. Onun programındaki “Hüseyin’in intikamını almak ve güçsüzleri korumak” söylemi her iki gruba cazip geliyordu. Hareketin başlarında Muhtâr, en büyük desteği çoğunluğu Yemenli olan Arap kabilelerden görmüştür. İlkin Muhtâr’a karşı mesafeli bir tutum izleyen İranlı mevâlîler, bu hareket sayesinde sosyo-ekonomik statülerinde iyileşmenin olabileceği ve Arap kabilelerin boyunduruğundan kurtulabileceklerine ikna olunca aktif bir şekilde Muhtâr’ı desteklemişlerdir. Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi olayını, ince bir siyâsetle kendi lehine çeviren Muhtâr, Yemenli kabileler ve mevâlînin desteği ile kısa sürede Basra hariç Irak, Irak-ı Acem ve el-Cezîre bölgesinin tamamını ele geçirmeyi başarmıştır. Muhtâr, ilk başarısını Kûfe’deki Yemen orijinli Arap kabileleri üzerinden elde etmiştir. Hareketin bel kemiğini oluşturan Yemenliler, isyanın başarı ve başarısızlığında ana rolü üstlenmişlerdir. Süreç içinde İranlı mevâlînin hareket içindeki görünürlüğü artmıştır. Ama bu durum, Kûfe kabile eşrâfının onunla kendi aralarına mesafe koymalarına sebep olmuştur. Mevâlî tehlikesi daha fazla büyümeden müdahale etmek isteyen Kuzeyli Adnânî ve Güneyli Kahtânî kabile reisleri, Muhtâr’a karşı bir darbe girişiminde bulunarak Kûfe’deki sosyo-ekonomik düzenin bozulmasının önüne geçmek istediler. Ancak bu darbe girişimi, yine İbrahim b. el-Eşter en-Nehâî liderliğindeki Kahtânîlerden Mezhic kabile grubunun çabalarıyla boşa çıkarılmıştır. Başarısız darbe girişiminden sonra Basra’ya sığınan Kûfeli kabile reislerinin Zübeyrîleri kışkırtması üzerine Zübeyrîler ile Muhtâr karşı karşıya gelmiştir. Bu şekilde Muhtâr’ın hareketi kurumsallaşma aşamasına geçemeden ortadan kaldırılmıştır. Muhtâr Hareketinin gelişip yükselmesinde en büyük pay Yemenli kabileler ile mevâlîye ait olduğu gibi, hareketin gerilemesinde de en büyük pay Yemenli kabilelere aittir. İranlı unsurların birinci asırdaki Arap milliyetçiliğinden duyduğu rahatsızlık, onları Emevî karşıtı muhalif hareketlerin içine girmeye sevk etmiştir. Mevâlînin, Emevîlerin ve Arap kabile reislerinin Arapçı tutumlarından rahatsız olduğunu bilen Muhtâr, onların kulağına hoş gelen “eşitlik”, “adalet” ve “mazlumları koruma” gibi söylemler fısıldayarak fırsattan istifade etmiştir. Muhtâr, mevâlîye olan şiddetli ihtiyacı nedeniyle, iki yıllık iktidarı döneminde söylemlerini fiiliyata dökerek mevâlîyi Araplarla eşit tutmuştur. Mevâlînin Muhtâr hareketine yaklaşımı onlara “Araplarla eşit statüde yaşama fırsatı sunan bir araç” şeklindedir. Muhtâr, mevâlîyi kendi siyasî amaçlarına ulaşmak için kullandığı gibi; mevâlî de Muhtâr’ın hareketini esaret prangalarını kırmak için kullanmıştır. “Kazan- kazan” anlayışının hâkim olduğu bu dayanışma, Muhtâr’ı mevâlî haklarının yılmaz savunucusu yapmadığı gibi mevâlîyi de Hz. Ali’nin şiddetli taraftarı yapmamıştır. Geliştirilen ilişkide tarafların farklı beklenti ve çıkarları vardır. Tevvâbûn hareketi içinde mevâlînin yer almaması, o tarihlerde mevâlînin Hz. Ali taraftarlığıyla öne çıkmadığını ve geliştirilen ilişkinin taktiksel olduğunu gösterir. Diğer bir deyişle, mevâlî Hz. Ali sempatizanı olduğundan değil, Muhtâr hareketini bir basamak olarak kullanıp statüsünü yükseltmek için Muhtâr’ın etrafında kenetlenmiştir. Emevîlerin Hz. Ali çocuklarına yaptıkları haksızlıklar Ali taraftarlarını; Araplarca mevâlîye reva görülen haksızlıklar da mevâlîyi Muhtâr’a yaklaştırmıştır.
Mukhtar b. Abu Ubayd as-Sekafî started a Kufa-centered movement against the Zubayris and Umayyads in 685-686 by claiming that he was commissioned by Muhammad B. Hanafiyah to “avenge the Prophet Husayn and protect the oppressed”. Mukhtar’s movement, which succeeded in a short time and took over Iraq, declined at the same pace and disappeared in a short period of one and a half years. In this article, the nature of the relationship developed by the tribes in Kufa and the Iranian people against this movement is examined. Umayyads's removal of Prophet Ali's children from power and discrimination against Iranian mawali increased the dissatisfaction of these two groups. Mukhtar designed his entire strategy to fight against his enemies through the supporters of Ali and the mawali. The rhetoric in his agenda, “to avenge Hussein and to protect the powerless,” appealed to both groups. At the beginning of the movement, Mukhtar received the greatest support from Arab tribes, the majority of whom were Yemenis. At first, the Iranian followers, initially who had taken a distant attitude towards Mukhtar, actively supported Mukhtar, convinced that thanks to this movement there could be an improvement in their socio-economic status and that they could be freed from the yoke of the Arab tribes. Mukhtar, who turned the martyrdom of Prophet Hussein in his favor with a subtle policy, managed to capture Iraq, Iraq-ı Ajam (Cibal) and the entire region of al-Jazira except Basra in a short time with the support of the Yemeni tribes and the mawali. This movement owes its first success to the Yemeni tribes in Kufa. The Yemenis, who saw the movement’s motor power throughout Mukhtar’s rebellion, played a major role in the success and failure of this movement. In the process, the presence and influence of the Iranian mawali in the movement has increased. Mukhtar’s high value for the mawali caused the Arab tribal leaders to distance themselves from him. Adnânî and Yemeni chieftains, who wanted to intervene before the threat of Mawali grew, organized a coup attempt against Mukhtar. With the coup, they wanted to take them to the old socio-economic order in Kufa. However, this coup attempt was abandoned by the opposition of the Yemeni Mezhic tribe, also led by Ibrahim b. al-Ashtar an-Nahaî. When the Kufa tribal chieftains, who had taken refuge in Basra after the failed coup attempt, provoked the Zubayris in Basra and the Mukhtar came face to face, Mukhtar’s movement was eliminated before it could proceed to the institutionalization stage. Just as the greatest share in the development and rise of the Mukhtar Movement belongs to the Yemeni tribes and the mawali, the greatest share in the decline of the movement belongs to the Yemeni tribes. The Iranian elements’ discomfort with Arab nationalism in the first century led them to enter into anti-Umayyad opposition movements. Knowing that the Mawali were disturbed by the Arabist attitudes of the Umayyads and the Arab chieftains, Mukhtar took advantage of the opportunity by developing discourses such as “equality”, “justice” and “protection of the oppressed” that would be pleasing to their ears. Due to his fierce need for the mawali, Mukhtar equated the mawali with the Arabs by putting his discourses into practice during his two-year rule. Mawali’s approach to the Mukhtar movement is “a tool that offers them the opportunity to live on an equal status with the Arabs.” Just as the Mukhtar uses the mawali to achieve his own political aims; the Mawali also used Mukhtar’s movement to break the shackles of bondage. The solidarity prevailed by the mutual “win & win” mentality does not make Mukhtar a tireless defender of his mawali rights, nor does it make the mawali a fierce supporter of Prophet Ali. In the developed relationship, the parties have different expectations and interests. In other words, not because the mawali was a Prophet Ali sympathizer, but because they used the Mukhtar movement as a stepping stone and united around the Mukhtar to raise his status. The injustices done by the Umayyads to the children of Prophet Ali made the supporters of Ali; the injustices that were seen by the Arabs brought the mawali closer to Mukhtar.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 25, 2022 |
Submission Date | September 20, 2022 |
Acceptance Date | November 26, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.