Tefsir ve tarih alanlarındaki eserleri ile tanınan Taberı? (310/923) et-Tabsîr fî meâlimi’d-dîn ve Sarîhu’s-sünne isimli eserlerinde kelâmla ilgili konuları ele almıştır. Tabsîr, Taberı’nin Taberistan’ın A? mül şehrindeki hemşehrilerinin sorduğu sorulara verdiği cevapları içermektedir. Taberı, bu risalesinde Mu‘tezile’ye karşı çıkarken ‘selef’ düşüncesini ön plana çıkarmakta ve yer yer aklı? değerlendirmeler yapmaktadır. Taberı,? öncelikle imân konusunda- ki kelâm ekollerinin görüşlerini belirtmekte, sonrasında “imânın kalp ile tasdik, dil ile ikrâr, azâlarla amel olduğunu belirtmektedir. İmânda istisnâ meselesinde bir kimsenin mutlak olarak mü’min şeklinde isimlendirilme- sini câiz görmemektedir. İmânın artması ve eksilmesi ile ilgili meselede ‘selef’ gibi imânın artmakta ve eksilmekte olduğunu düşünmektedir. Taberı’ye göre büyük günah işleyenler Allah’â ve Resûlüne imân etmeleri sebebiyle mü’mindirler, onlara mutlak olarak Müslüman denilebilir. Büyük günah işleyenlerin affı Allah’ın takdirindedir, dilerse affeder dilerse günah-
ları sebebiyle Cehennemde azab eder.
Tabari (310/923), who is known for his works at the fields of commentary
and history, addresses subjects related to kalam in his works titled al-Tabsır fı Maâlim al-dın and Sarıh al-Sunnah. Tabsir involves Tabari’s responses to the questions of the people of Taberistan’s Amul city. In this book, Tabari puts forward the ‘salafi’ thought to the forefront while confronting the Mu’tazilite sect and, makes rational evaluations at some places. Tabari first identifies the ideas of the kalam schools on imân and then suggests that imân is “assent by heart, confession by language and acts with limbs.” With respect to the matter of ‘exception in imân’, he does not deem it permissible (jaaeez) to absolutely name an individual believer (mumin). Regarding the subject of increase and diminishing in imân, he is of the opinion that imân increases and diminishes just as the ‘salaf.’ According to Tabari, those who commit great sins are still believers because they believe in God and his Messenger and they can absolutely be called Muslims. The forgiveness of those who commit great sins are at the sole discretion of God; if he wishes
he forgives, and if he wishes he may punish them in hell.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 18 Şubat 2018 |
Kabul Tarihi | 17 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 1 |
Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.