Bu çalışma, özellikle 28 Şubat sürecine odaklanarak Türkiye’de başörtüsü takan Müslüman kadınlara karşı sergilenen tahammülsüzlüğü ortaya koymakta ve başörtüsü yasağının başörtüsü takan kadınlar üzerindeki etkilerini ve bugüne kadarki gelişimini aktarmaktadır. Türkiye’de özellikle kamusal alanda başörtüsü takmak dindar kesim için büyük bir problem olmuştur. 2008 ve 2013’te başörtüsü hürriyeti sağlayan Türk siyasetindeki olumlu gelişmelere rağmen halen, Türkiye’deki İslamofobik medyada İslamofobinin örtülü ve açık işaretleri görülmektedir. Bu nitel çalışmada 28 Şubat dönemini ve sonrasını tecrübe etmiş 10 başörtülü Türk kadını ile mülakat yapılmıştır, kadınlara kartopu yöntemiyle ulaşılmıştır. Bu araştırmayla 28 Şubat döneminin başörtülü kadınlar üzerinde depresyon, öz güven eksikliği, insanlara karşı güven eksikliği, kaygı bozukluğu ve OKB’ye neden olan bir travma etkisi yarattığı söylenebilir. Bu kadınların bazıları terapi almak ve ilaç kullanmak durumunda kalmıştır. Bazıları ise dinî pratiklerle sorunun üstesinden gelmiştir. Çoğu yurtdışında üniversite okumak zorunda kalan katılımcılar insan hakları arayışı motivasyonuyla haklarını arayarak Batıya yönelmeye başlamıştır. İslamofobinin ve başörtüsü yasağının başörtülü kadınları kamusal yaşamdan tard edeceği ve onların izolasyonlarını artıracağı beklenirken, beklenenin aksine Türkiye’yi derinden etkileyen İslamofobi uzun vadede Türkiye akademisi ve bürokrasisine eğitimli nitelikli örtülü kadın işgücü kazandırmıştır.
This paper details the state of intolerance against Muslim women wearing
hijab in Turkey. The paper especially focuses on ‘the process of
February, 28’ and establishes its significant effects on women with
hijab and its development till today. Wearing hijab especially in public
space has been the biggest problem in Turkey for the religious people
practicing Islam in society. By the change of Turkish political
developments and by historical decision on Feb, 9th 2008 and Oct, 1st
2013 which provided hijab liberty, the situation has changed. But in
2019, still in the Islamophobic print media of Turkey signs of covered
Islamophobia can be easily seen, especially in the period of elections
in March and June which is used as a time for polarization in society,
it can be said that Islamophobia is manifested clearly. In this
qualitative study 10 Turkish women who experienced ‘the period of 28th
February’ and after it were interviewed and the women were reached by
snow-ball method. With this study it can be said obviously the period of
28th Feb was a trauma on women with hijab. This trauma brought
depression, lack of self-confidence, lack of trust towards people,
anxiety, OCD. Some of these women had therapies and medicine. Some
overcame with the issue with religious practices like prayers,
contemplation and dhikr. These women who had to study university abroad
started to seek justice with the motivation of seeking for human rights
and in this sense orientation to west started. While it was being
expected to see that Islamophobia and hijab ban would isolate the women
with hijab from society and that it would work up their isolation more,
as opposed to expectations it caused the integration of these banned
women with modernization. Islamophobia which effected Turkey deeply
provided qualified people to academia, bureaucracy in Turkey in long
term.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Submission Date | December 14, 2019 |
Acceptance Date | December 27, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 5 Issue: 2 |
Journal of Near East University Faculty of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).