This article deals with some criticisms in terms of Islamic law regarding the draft law titled Interim Report of the Turkish Affairs Commission, which was written by a group of intellectuals selected from the Turkish Community to be submitted to the aforementioned administration during the years when Cyprus was under British rule. After 307 years of Ottoman rule in Cyprus, the British colonial administration lasted for 82 years, during which time many national and spiritual values of the Turkish Cypriots were eroded by the British administration. However, the Turkish Cypriots continued to struggle for their existence in this process. The most concrete example reflecting these efforts is the Interim Report of the Turkish Affairs Commission. As a matter of fact, the relevant text is a historical document in terms of both being a concrete indicator of the problems of the island Turks at that time and reflecting their struggles for the solution of these problems. In the text, which includes demands for a series of legal arrangements regarding the family law, sharia courts, mufti's office, evqaf, education and elections, some determinations and evaluations are made regarding Islamic family law. In this sense, the Interim Report discusses Islamic law in terms of the validity of marriage without witnesses, marriage of a girl without her consent, milk kinship, mehir, talaq, khidāna, and the judge's right to impose sanctions in case of failure to fulfill domestic responsibilities. However, the commission's assessments of Islamic law within the framework of the aforementioned articles have some problems. The report draws attention to some inaccurate opinions of the commission members due to their lack of sufficient knowledge of Islamic law. For instance, while stating that marriage without witnesses is irregular, it is also mentioned that this irregularity can be eliminated by zifafah, and it is pointed out that there is no problem in terms of Islamic law in the marriage of girls without their consent. Again, since the basic philosophy of the mehra in Islamic law is not understood, it is claimed that this practice is reminiscent of the times when women were bought and sold, and therefore it should not be included in the new family law. Another point in this regard is that talaq, which is only one of the ways of divorce in Islamic law, is considered "dictatorial" as the only way to end a marriage, and for this reason, it is stated that talaq should not be included in the new legal regulation. A similar example relates to the practice of wet sisterhood, which was very widespread in Cyprus, especially during the years when the Interim Report was drafted. As a matter of fact, the proposed new family law ignores the importance of the milk intimacy traditionally practiced by the society in the past and argues that milk kinship should not be included as an obstacle to marriage. In addition, the report emphasizes the delivery of the child to either of the spouses following the dissolution of the marriage and lacks information on the basic philosophy of the institution of khidāna in Islamic law. For all these reasons, it is imperative that this report be analyzed within the framework of Islamic law. In this historical document (Interim Report), besides the points that can be criticized from the perspective of Islamic law, there are also some suggestions that can be considered reasonable from the perspective of the relevant scientific discipline. These points will only be touched upon briefly in order not to exceed the limits of this article.
Islamic Law Islamic Family Law Cyprus Turkish Affairs Commission Interim Report Interim Report
Bu makale, Kıbrıs’ın İngiliz İdaresinde olduğu yıllarda Türk Cemaati arasından seçilen bir grup aydının mezkûr idareye sunulmak üzere kaleme aldığı Türk İşleri Komisyonunun Ara Raporu isimli kanun taslağına ilişkin İslam hukuku açısından birtakım eleştirileri ele almaktadır. Kıbrıs’ta 307 yıllık Osmanlı hakimiyetinden sonra adada tesis edilen İngiliz koloni yönetimi 82 yıl sürmüş, bu dönemde Kıbrıs Türklerinin pek çok milli ve manevi değeri İngiliz idaresi tarafından erozyona uğratılmıştır. Ne var ki Kıbrıs Türkleri bu süreçte varlık mücadelelerini sürdürmeye devam etmişlerdir. Bu gayretleri yansıtan örneklerden en somutu Türk İşleri Komisyonunun Ara Raporu’dur. Nitekim ilgili metin, gerek o dönem ada Türklerinin sorunlarının müşahhas bir göstergesi olmak, gerekse bu sorunların çözümü yolunda verdikleri mücadeleleri yansıtmak bakımından tarihi bir vesika mesabesindedir. Aile kanunu, şer’iye mahkemeleri, müftülük, evkaf, maarif ve seçimler hakkında bir dizi yasal düzenleme taleplerinin yer aldığı metinde, İslam aile hukukuna ilişkin bazı tespit ve değerlendirmeler yapıldığı görülmektedir. Bu anlamda Ara Rapor’da İslam hukuku şahitsiz kıyılan nikâhın geçerliliği, kızın rızası alınmadan evlendirilmesi, süt akrabalığı, mehir, talâk, hidâne ve aile içi sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde hâkimin müeyyide hakkı gibi mevzularla gündeme gelmektedir. Ancak komisyonun zikredilen maddeler çerçevesinde İslam hukukuna ilişkin yaptığı değerlendirmelerin bazı sorunlar taşıdığı görülmüştür. Raporda komisyon üyelerinin İslam hukukuna ilişkin yeterli düzeyde bilgileri olmamasından kaynaklanan bazı yanlış mütalaaları dikkat çekmektedir. Bu cümleden olarak şahitsiz kıyılan nikâhın intizamsız olduğu belirtilirken bu intizamsızlığın zifafla bertaraf edilebileceğine değinilmekte; kız çocuklarının izni alınmadan evlendirilmesinde İslam hukuku açısından bir mahzur olmadığına işaret edilmektedir. Yine İslam hukukunda mehrin temel felsefesi anlaşılmadığından dolayı ilgili uygulamanın kadının alınıp satıldığı dönemleri anımsattığı iddia edilerek yeni aile kanununda yer almaması istenmektedir. Bu minvalde bir diğer nokta ise İslam hukukunda boşanma yollarından yalnızca bir tanesi olan talâkın evliliğin bitirilmesindeki yegâne yol sanılarak “diktatörce” bulunması ve yapılacak yeni yasal düzenlemede bu sebeple talâkın yer almaması gerektiğinin belirtilmesidir. Benzer bir örnek de özellikle Ara Rapor’un kaleme alındığı yıllarda Kıbrıs’ta son derece yaygın şekilde yer alan süt kardeşlik uygulamasıyla ilgilidir. Nitekim tasarlanan yeni aile kanununda toplumun geleneksel olarak geçmişten getirdiği süt mahremiyetinin önemi göz ardı edilmekte ve süt akrabalığının evlenmeye mâni bir durum olarak yer almaması gerektiği savunulmaktadır. Ayrıca raporda evliliğin sonlanmasını müteakiben çocuğun eşlerden herhangi birine teslim edilmesinin üzerinde durularak İslam hukukundaki hidâne müessesinin temel felsefesine ilişkin bir bilgi eksikliği de dikkatleri çekmektedir. Tüm bu sayılan gerekçelerle ilgili raporun İslam hukuku çerçevesinde ele alınması bir zorunluluk mesabesindedir. Bu tarihi belgede (Ara Rapor) İslam hukuku açısından eleştirilebilecek noktaların yanı sıra ilgili ilmi disiplinin zaviyesinden makul kabul edilebilecek birtakım öneriler de göze çarpmaktadır. Bahse konu noktalara makalemizin sınırlarını aşmamak adına yalnızca kısaca temas edilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | March 18, 2024 |
Acceptance Date | May 19, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 10 Issue: 1 |
Journal of Near East University Faculty of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).