Hem
Türkiye hem de Japonya, benzer zaman diliminde modernleşmeye başlamıştır ve
aile yapısı büyük bir değişime uğramıştır. Çekirdek ailenin yaygın olmasıyla
günlük yaşamda gençlerin yaşlılarla bir arada bulunma fırsatı ve gençlerin
yaşlıları yakından gözlem fırsatı azalmıştır. Özellikle Japonya, nüfusun
yaşlanması konusunda dünyaca çok ileridedir ve tek kişilik veya sadece yaşlı
karı-kocadan oluşan hane sayısında artış görülmektedir. Türkiye’de de yaşlı
nüfus oranı zamanla hızlıca artmaktadır. Dolayısıyla yaşlanma durumunun farklı
olan iki ülke arasında yaşlı ve yaşlılığa bakış açıları üzerinde
karşılaştırmalı araştırmanın yapılması, Türkiye’de yaşlanma konusunda
farkındalık oluşturması açısından etkileyici olabilir. Bu araştırma nicel bir
araştırmadır. Rastgele örneklem tekniğiyle her iki ülkede Eğitim Fakültesi
lisans öğrencilerine anket uygulanmıştır. Türkiye’de Akdeniz Üniversitesi’nde
314, Japonya’da ise Chiba Üniversitesi’nde 232 öğrenciye ulaşılmıştır. Anket
formunda sosyo-demografik özellikler, yaşlılığın başlangıç yaşı, yaşlıyla
birlikte yaşama deneyimi, yaşlı ve yaşlılığa bakış açılarına ilişkin;
“yaşlılığı tanımlama”, “aile içinde yaşlıların rolleri”, “sağlıklı ve bakıma
muhtaç yaşlıların yaşam yerleri’ ve “yaşlıların aktiviteleri” sorulmuştur.
Veriler SPSS programıyla analiz edilerek şu sonuçlara ulaşılmıştır: Japon
öğrencilerin yaşlı / yaşlılığa bakış açıları Türk öğrencilerinkine göre daha olumludur.
Japon öğrenciler, aile içinde yaşlıların rollerine ilişkin Türk öğrencilerine
göre daha olumlu görüşüne sahiptirler. Türk öğrenciler Japon öğrencilerine göre
daha fazla, sağlıklı olsa da olmasa da yaşlıların kurumlarda kalmalarını uygun
görmüşlerdir. Türk öğrenciler Japon öğrencilerine göre daha fazla, yaşlıların
hem sosyal hem de fiziksel aktivitelere katılmaları görüşüne katılmaktadırlar.
Yaşlılık başlangıç yaşına ilişkin Japon ve Türk öğrenciler arasında görüşün
farklı olduğu tespit edilmiştir (Japonya’da 63.0, Türkiye’de ise 57.3 yaş).
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 29, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 11 Issue: 2 |