İdarenin işlem ya da eylemleri nedeniyle
kişilerin uğramış olduğu zararlardan idarenin sorumluluğu halinde bu zararların
tazmini tam yargı davaları ile mümkün olmaktadır. Tam yargı davalarında
hükmedilecek tazminatın ödenme şeklinin belirlenmesi hususunda İdari Yargılama
Usulü Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmayıp, Türk Borçlar Kanunu'nda
hüküm altına alınacak tazminatın ödenme şeklini belirlemenin hakimin yetkisi
dahilinde olduğu kurala bağlanmıştır. Bununla birlikte, uygulamada mahkemeler
bu yetkilerini tazminatın sermaye şeklinde (bir diğer ifadeyle toptan)
belirlenmesi yolunda kullanmış, tazminatın irat (belirli dönemler halinde kısım
kısım ödenmesi) şeklinde belirlenmesi yöntemi ise birkaç örnekle sınırlı
kalmıştır. Uygulama bu şekilde devam etmekte iken, Danıştay bakım
ücretinden/bakıcı giderinden doğan maddi tazminat istemlerinde tazminatın
sermaye şeklinde değil, irat şeklinde dönemsel olarak belirlenmesi gerektiğine
karar vermiştir. Tazminatın sermaye şeklinde belirlenmesi yolunda yerleşmiş
uygulama, tam yargı davaları bakımından birçok idari yargı uygulamasının da bu
yönde yerleşmesine neden olmuştur. Bununla birlikte, tazminatın sermaye yerine
irat şeklinde belirlenmesi, tazminatın ödenmesi yöntemi, faiz uygulaması,
tazminattan indirim gibi sorunun maddi boyutunda köklü değişikliğe neden
olacağı gibi, bu davalarda uygulanacak olan hüküm sonucunun yazımı, yargılama
giderlerine hükmedilmesi gibi yargılama usulüne dair uygulamalarda da
değişikliğe sebep olacaktır. Verilen bu tür kararların istikrar kazandığı da
gözetildiğinde, ilerleyen dönemde idari yargı uygulamasında (en azından anılan
tazminat unsuru bakımından) bu konu üzerinde durulacağı anlaşılmaktadır. Bunun
yanında, esasen tam yargı davalarına yabancı olmakla birlikte tazminatın irat
şeklinde belirlenmesi yönteminin benimsenmesi halinde önem kazanacak olan
hükmedilecek tazminatın ekonomik değerinin kaybetmemesi için alınması gerekli
tedbirler üzerinde de durulmalıdır.
In the case of administrative responsibilities, the damages of individuals due to acts or actions of administration are compensated by means of full remedy actions. Special provisions for determining the mode of payment of the compensation that will be adjudged in full remedy actions, are not provided in Administrative Jurisdiction Procedure Act, and it has been ruled that determining the mode of payment of the compensation to be ensured in Turkish Code of Obligations is within the power of judge. Additionally, in practice, the courts have exercised their authorities for determining the compensation as capital (namely, lump sum), but determination of compensation as revenue (paying partially at certain intervals) have been limited to a few examples. As is the practice, the Council of State has decided that the compensation shall be determined as revenue at certain intervals instead of capital in claims of material compensation arising from maintenance fees/caretaker expenses. The generally accepted practice in the determination of compensation as revenue has made many administrative jurisdiction procedures performed similarly in terms of full remedy actions. In addition, determination of compensation as revenue will make changes in the material aspect of the problem such as the mode of payment of the compensation, charging interest or reduction in the compensation, and also in the practices regarding the proceedings in these trials such as writing the result of the judgment and judging the litigation expenses. Considering that the decisions made have gained stability, it is understood that the case in question will be focused in administrative justice procedures (at least in terms of aforesaid compensation element) in the forthcoming period. Besides, even if it is not within the context of full remedy actions, the measures to be taken in order for the compensation that will be judged, not to lose economic value, which will gain importance in the case that the compensation is determined as revenue, should also be focused.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | PUBLIC LAW |
Authors | |
Publication Date | February 18, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |