The payment of the debt subject to enforcement proceeding by the debtor or a third party and the collection of the debtor’s goods through seizure and forced sale are distinguished in terms of whether they are the performance or not. This effect, which is reflected in judicial decisions, is determined by discussing whether the payment and collection of the debt is performance or not. First of all, the termination of the debtor’s default is realized by one of the reasons that terminates the debt. One of these reasons is the payment of the debt subject to execution proceeding by the debtor or the third party, which is performance, to the bank account of the enforcement office. It is not obligatory to send money to the creditor to terminate the debt. In this way, preventing the payments made to the bank account of the execution office from being sent to the creditor with an injunction does not change the result of the termination of the debt. On the other hand, if the money collected after the forced sale of the debtor’s goods is sent to the creditor, although the debt ends, it is controversial whether there is performance or not. In this case, if the money is collected through seizure or forced sale, but the money is not sent to the creditor, the debtor continues to be in default. This is because the elements required for the performance of the third party are not present in the collection by execution proceeding. In order for the default to end, the collected money must be paid to the creditor.
Performance payment of debt collection by compulsory execution debtor default default interest
İcra takibi konusu borcun borçlu ya da üçüncü kişi tarafından ödenmesi ile borçlunun mallarının haciz ve satış ile tahsil edilmesi, ifa niteliği taşıyıp taşımadığı yönüyle birbirinden ayrılır. Çalışmada bu ayrım temelinde, takip konusu borcun ödenmesinin ve cebri satış ile tahsilinin borçlu temerrüdüne etkisi ele alınmaktadır. Yargı kararlarına yansımış olan bu etki, borcun ödenmesinin ve tahsilinin ifa niteliğinde olup olmadığı tartışılarak tespit edilmektedir. Öncelikle borçlunun temerrüt hâlinin ortadan kalkması, borcu sona erdiren sebeplerden biriyle gerçekleşir. Bu sebeplerden biri, ifa niteliğinde olan borçlunun veya üçüncü kişinin icra takibi konusu borcu icra dairesinin banka hesabına ödemesidir. Borcun sona ermesi ve temerrüt durumunun ortadan kalkması için icra dairesine ödenen paranın alacaklıya gönderilmesi gerekmez. Bu şekilde icra dairesi hesabına yapılan ödemenin tedbir kararıyla alacaklıya gönderilmesinin engellenmesi de borcun sona ermesi sonucunu değiştirmez. Diğer yandan borçlunun mallarının cebri satışının ardından tahsil edilen paranın alacaklıya gönderilmesi hâlinde borç sona ermekle birlikte ifanın söz konusu olup olmadığı tartışmalıdır. Bu hâlde para alacaklıya gönderilene kadar borçlu temerrüt hâlinde kalmaya devam eder. Çünkü bu hâlde, üçüncü kişinin ifası için zorunlu şartlar olan, borçlanılan edimin yerine getirilmesi ve ifa kastı unsurları bulunmamaktadır. Temerrüt hâlinin sona ermesi için tahsil edilen paranın alacaklıya ödenmesi gerekir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context (Other) |
Journal Section | PRIVATE LAW |
Authors | |
Early Pub Date | July 31, 2024 |
Publication Date | July 31, 2024 |
Submission Date | February 26, 2024 |
Acceptance Date | May 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 2 |