Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2024 yılında Türkiye’deki borsalarda işlem gören
finansal araçlar için takas, saklama ve risk yönetim hizmetleri sunan bir kurumda çalışan işçinin
ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair önemli bir karar (Dede v. Türkiye) vermiştir. AİHM tarafından
verilen kararda başvuranın ifade özgürlüğü hakkı ile işverenin meşru menfaatlerini
koruma hakkı arasında adil bir dengenin kurulamaması çerçevesinde inceleme gerçekleştirilmiştir.
İşçinin, işverenin iş organizasyonu içerisinde ve onun emir ve talimatlarına uygun bir şekilde
çalışmayı kabul etmesi, özgürlüklerinden vazgeçeceği şeklinde yorumlanamaz. İşçinin
özgürlükleri, işverenin müdahalesine açıktır ve işverenin yönetim yetkisiyle karşı karşıya gelmektedir.
Bu özgürlüklerin tanımlanabilmesi ise pek çok menfaat çatışmasını beraberinde
getirdiği için oldukça güçtür. Bu açıdan işçinin özgürlüğü ve işverenin yetkisi arasında dengenin
kurulması kolay değildir. İşçinin hak ve özgürlüklerini güçlendirirken aynı zamanda ölçülü
olabilmesi için bu hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması gerekir. Bunun yanı sıra işçinin ifade
özgürlüğü karşısında, işveren tarafından gelecek misillemeye karşı da korunması gerekir.
In 2024, the European Court of Human Rights (ECtHR) delivered an important judgment
(Dede v. Türkiye) on the violation of the right to freedom of expression of a worker employed
by an institution providing clearing, settlement, custody, and risk management services for
financial instruments traded on stock exchanges in Türkiye. The ECtHR’s judgment examined
the failure to strike a fair balance between the applicant’s right to freedom of expression and
the employer’s right to protect its legitimate interests.
The employee’s acceptance to work within the employer’s work organization and by
his/her orders and instructions cannot be interpreted as giving up his/her freedoms. The
employee’s freedoms are open to the possibility of intervention by the employer and come
into conflict with the employer’s management authority. It is very difficult to define these
freedoms as they create many conflicts of interest. In this respect, it is not easy to establish a
balance between the freedom of the employee and the authority of the employer. While
strengthening the rights and freedoms of the employee, these rights and freedoms must be
limited to be proportionate at the same time. In addition, the employee’s freedom of
expression should also be protected against retaliation by the employer.
the right to freedom of expression positive obligation proportionality principle retaliation victimisation whistleblowing
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Labour and Social Security Law |
Journal Section | PRIVATE LAW |
Authors | |
Early Pub Date | July 31, 2024 |
Publication Date | July 31, 2024 |
Submission Date | April 2, 2024 |
Acceptance Date | May 2, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 2 |