Tarih yazımının erkeklerin tekelinde olduğu ve erkeklerin tarihini anlattığı uzun
süredir tartışılmaktadır. Bu önermeden yola çıkarak tarih yazımına bakıldığında
“özel alanla” sınırlandırılmış kadınların, resmi ideolojiler ve “kamusal hayatın”
yürütücüsü erkeklerin tarihi içinde yer almasının gerçekten de çok zor olduğunu
görürüz. Oysa tarih yazımı, artık sadece “history” erkeğin tarihini değil, “herstory”yi
yani kadınların kişisel tarihlerini de hesaba katmak zorundadır. Çünkü erkeklerle aynı
dönemde yaşamış olsalar da kadınların öyküsü bambaşka bir tarih bakışı içermektedir.
Bu duruştan hareketle drama ve tiyatro da kadını ve kadının tarihini şiirsel dili
vasıtasıyla yeniden oluşturmaya başlamıştır. Bu makalede kadını sessizliğe mahkum
eden erkek dünyasını ve kadınların bu sistemdeki var olma mücadelelerini anlatan
iki oyun incelemiştir. Bunlardan birincisi Mario Buffini’nin yazdığı ve XI. yüzyıl
İngiltere’sinde yaşamış bir Kraliçe olan Ymma üzerinden anlatılan “Sessizlik”, diğeri
ise Hamlet’i -Shakespeare’in önemli tüm kadın karakterlerini de oyuna sokarakyeniden
okuduğu/yazdığı Byrony Lavery’nin “Ophelia” adlı oyunudur. Bu oyunlarda
iktidara yakın kadınlar, kadınların tarihi, erk, şiddet, cinsel istismar, arzu nesnesi olma,
yok sayılma/yok edilme, ilişkiler hiyerarşisinde kadınların mücadelesi ve resmi tarih
ile anlatılan tarih eksenlerinden ele alınmaktadır. Erke bu kadar yakın olmalarına
rağmen çok uzağında durduğu var sayılan, erkin kendisini var etmek için ihtiyacı
olan nirengi noktalarından birisi olan kadınların, tarihte ve erkeklerin baş rolü ele
aldıkları kamusal alan içinde yok sayılmalarına rağmen, aslında tam da sessizlikleri
vasıtasıyla bu yok edici oyunda var olabilmelerinin nedeni belki de Darwin’in evrim
kuramının yeniden yorumlanışına tekabül eder: “Güçlü olan değil, uyum sağlayan
hayatta kalır.”
Bu iki feminist okuma, formalist dramaturji incelemesi yöntemiyle değerlendirilmiştir.
Söz konusu inceleme vasıtasıyla yerli dramatik yazımda son yıllarda son derece
popüler olan “tarihte yaşamış güçlü kadınların öykülerini, ya kurban ya da bir entrika
silsilesi içinde erkekleşmiş ve olumsuzlanmış kadınlar” olarak ele alma anlayışına da
yeni bir bakış getirilebileceği umulmaktadır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 30, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 13 Issue: 1 |
Creative Drama Journal by Cagdas Drama Derneği is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International