Considering the historical
periods of Turkish poetry from Tanzimat Reform Era to today,
it is seen that each period conceived various pursuits and novelties in itself
and worked substantially on discovering new expressing ways/ techniques. As a natural consequence of this,
techniques that are fairly different from – and sometimes against- each other
emerged, facilities of language and expression in transmitting emotions, ideas
and events were developed. Given the severity of the techniques in the
historical course, it can be said that Turkish poetry’s main line is
intensified on image-centered poem; however “narrative technique” was also used
in an undeniable density, the elements of narrative-based genres (Event,
narrator, time, space, conflict etc.) were benefited from in this technique.
The aim of this article is to question facilities of narrative techniques
considering this fact, to present usage styles of the technique by different
poets. For the chosen examples to serve the purpose, poems that have the power
to represent each period from the Republic Era to today are studied. It is seen
that these poems mostly have a story built on an event with narrative voice. In
poems created with narrative technique, stayed distant from the logical
sentence structure of prose while narration the events, mostly aesthetic values
are prioritized with verses full of connotation. In these poems in which
observer, divine or heroic narrators and points of views are preferred;
including language, sentence organization and sometimes original imagery and
expressions, presentation style of events with indirect transfer based on
association and concretization distinguish narrative technique with exact lines
from other genres. Stories narrated with poem language became a means in poem
formation.
Tanzimat’tan
bugüne Türk şiirinin tarihi dönemlerine bakıldığında her dönemin kendi içinde
çeşitli arayışlara, yeniliklere açık olduğu, yeni anlatım yolları/teknikleri
keşfetme yolunda ciddi mesai harcadığı görülür. Bunun doğal sonucu olarak da
birbirinden oldukça farklı -bazen de karşıt- teknikler ortaya çıkmış;
duyguların, düşüncelerin ve olayların aktarılmasında dilin ve anlatımın
olanakları geliştirilmiştir. Tekniklerin tarihi seyir içerisindeki
ağırlıklarına bakıldığında Türk şiirinin ana damarının imge merkezli şiirde
yoğunlaştığı söylenebilir; buna rağmen “anlatımcı teknik” de yadsınamayacak bir
yoğunlukta kullanılmış, bu teknikte anlatmaya dayalı türlerin unsurlarından
(olay, anlatıcı, zaman, mekân, çatışma
vd.) yararlanılmıştır. Bu makalenin amacı bu gerçeklikten hareketle anlatımcı
tekniğin imkânlarını
sorgulamak, tekniğin farklı şairler tarafından kullanılış biçimini ortaya
koymaktır. Seçilen örneklerin amaca hizmet etmesi için Cumhuriyet’ten bugüne
her dönemi temsil gücü olan şiirler üzerinde durulmuştur. Bu şiirlerin çoğu
zaman bir olay örgüsü ile anlatıcı sese sahip olduğu görülmüştür. Anlatımcı
teknikle üretilen şiirlerde olaylar aktarılırken düzyazının mantıki cümle
yapısından uzak durulmuş, çağrışım yüklü dizelerle çoğu kez şiirsel unsurlar
öncelenmiştir. Gözlemci, ilahi ya da kahraman anlatıcıların ve bakış açılarının
tercih edildiği bu şiirlerde; dil, cümle kuruluşu, yer yer özgün imgemlere ve
ifadelere yer veriliş, çağrışım ve somutlamaya dayalı dolaylı aktarım ile
olayların sunuluş tarzı anlatımcı şiiri diğer türlerden kesin çizgilerle
ayırmıştır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 17 |