Genel olarak eğitim politikaları ülkelerin ekonomik büyüme, sosyal bütünleşme, eşitlik politikaları ve yoksullukla mücadele politikalarında merkezi rol oynamaktadır. Özelde ise yükseköğretim, kitlesel ve vasıfsız emeğe dayalı sanayi üretiminden profesyonel işgücüne dayalı bilgi ekonomisine doğru yol alınan bu süreçte özel bir önem kazanmaktadır. Geçtiğimiz yüzyılda yükseköğretim politikaları çoğu devlet için birincil öneme sahip bir siyasa alanı değildi ve üniversite ile eş anlamda görülen yükseköğretim ne ulusal ekonomiler için ne de vatandaşların refahı için merkezi rolde görülüyordu. Yükseköğretim daha çok kariyer meslekleri, kamu personeli ve akademisyenlerin yetiştiği bir eğitim alanı olarak algılanıyordu. Ancak özellikle son yirmi yıldır yükseköğretimin ölçeğinde, anlamında ve amacında önemli değişiklikler gözlenmektedir. Yükseköğretim bir yandan genç nüfusun yarısından fazlasını kapsayacak şekilde genişlemekte diğer yandan öğrenciler, yükseköğretim kurumları, eğitim programları açısından çeşitlenmektedir. Birçok ülkede olduğu gibi OECD ya da AB gibi uluslararası kuruluşlarda da yükseköğretim hem ekonomik gelişmenin hem de sosyal bütünleşmenin en önemli yolu olarak görülmektedir. Bu değişimlere yanıt olarak da birçok ülkede yükseköğretim reformları tartışılmakta, yeni politikalar oluşturulmaktadır. Bu bağlamda küreselleşme süreci ile birlikte yükseköğretim alanında gündeme gelen temel siyasa öncelikleri şöyle sıralanabilir: Demografik değişimler, küreselleşme ve uluslararasılaşma, yükseköğretimin finansmanı ve erişim sorunu, yükseköğretimde kalite ve akreditasyon. Çalışmada 21. yüzyılda yükseköğretim alanındaki güncel gelişmeler bu konular esas alınarak incelenmektedir.
Education policies has been playing a central role regarding economic development, social integration, equality and poverty alleviation policies of all countries. On the other hand, higher education has gaining a special signifigance due to the transformation from the industrial mass production economy towards a new information economy which needs professional workforce. In the last century, higher education was perceived neither as a key player for national economic development nor as a major policy area for most countries. It was rather seen as a particular level which professionals, civil servants and academicians receive education. Yet, especially from the 1990s onwards, there have been important changes regarding the scale, meaning and goal of higher education. Higher education sector has been widening to comprise more than half of the young population and increasing in variety regarding the institutions, education programmes, curricula and students. Higher education has been perceived as the most important tool for economic development and social integration in many countries as well as by international organizations like OECD and the European Union. As a result of this transformation in many countries higher education reforms and new policies have been discussed. In this context, with the impact of globalization and new economy following higher education policy priorities are on the agenda of policy makers: Demographic changes, globalization and internationalization, finance and access, quality and accreditation in higher education. By giving reference to above mentioned titles, this paper focuses on the developments in higher education area in the 21st century.
Other ID | JA39GR33NM |
---|---|
Journal Section | Original Empirical Research |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 3 Issue: 3 |