20.yüzyılda
Post-yapısalcılık akımı içerisinde yer alan Michel Foucault (1926-1984), Modernizmle
beraber değişen hayat standartlarının, yeni bir işleyiş ve iktidar
anlayışını doğurduğunu fark eder. Yaptığı çalışmalarda bilgi
analizi yapmaya çalışırken asıl sorunun iktidar olduğunu saptayan düşünür,
modern iktidarın panoptikon adlı mimari
ürünün üzerinden şekillenerek resmi kurumlar yoluyla işlevsellik kazandığını
vurgular. Kurumlarda gözetlenip, disipline edilen öznenin oluşum süreçlerini
belirlemek için iktidarın alt katmanlarındaki güçler ilişkisini ortaya
çıkarmaya çalışır. Modern iktidarın özneyi tutsak ettiğini saptar.
1950’lilerden
sonra Türk edebiyatı aydınlarını etkileyen varoluşçuluk akımı, 60 kuşağı içerisinde
yer alan Tezer Özlü’ye de yansır. Yazar eserlerinde birey ve bireyin karşılaştığı
sorunları irdeleyerek iktidarlara karşı bireyin kendi benliğini oluşturmasını
savunur. Bireyin özgürlüğünü ön planda tutarak mekânlar
üzerinden değerlendirmeye çalışır. Bu doğrultuda Özlü ‘nün eserleri, Foucault’nun
iktidar anlayışı ile okunabilir.
Özlü’nün
eserlerinde bireyin tutsak edildiği mekânların işlevsel olduğu görülür. Bu
çalışmada Özlü’ nün eserlerindeki mekânlar, Foucault’nun iktidar mekânları
yaklaşımı ile incelenecektir. Çalışmada temel mekânları oluşturan; ev, okul,
hastane ve hapishane üzerinde durulacaktır.
Foucault iktidar panoptikon mekân Tezer Özlü okul hastane hapishane Çocukluğun Soğuk Geceleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 44 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.