Yazarlık yaşamına Türkçe yazarak başlayan Suzan Samancı’nın eserlerinin içeriğinin Kürtler hakkında olması onun minör edebiyat içerisinde değerlendirilmesine neden olmuştur. Bununla beraber Samancı pek çok kez Kürtçe yazma isteğini dile getirdiği için Kürt edebiyat çevrelerinde onun Kürt edebiyatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüşler de öne sürülmüştür. Samancı Avrupa’ya göç etmiş ve burada Türkçenin yanısıra Kürtçe de yazarak bu tartışmalara son vermiştir. O artık diasporadan yazan bir Kürt kadın edebiyatçısıdır. Samancı’nın edebiyatının sadece dili değil içeriği de değişmiştir. Türkçe yazdığı dönemde de her ne kadar kadınlar ve onların yaşadıkları sorunlar eserlerinin merkezinde yer alsa da Kürtçe eserlerinde kadın kimliği daha fazla ön plana çıkmıştır. Bu öykülerinin neredeyse tamamında göçmen kadınlar ve onların yaşadıkları sorunlar anlatıların merkezinde yer almaktadır. Bu çalışma bu tartışmalardan yola çıkarak ilk olarak Samancı’nın edebiyat yaşamında meydana gelen değişimi incelemeyi daha sonra da Kürtçe öykülerindeki göçmen kadınların nasıl temsil edildiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın sonuçlarına göre öykülerdeki göçmen kadınlar çoğunlukla partnerleri tarafından şiddete maruz kalmakta, dil ve uyum sorunları ile mücadele ederken bir yandan ırkçılık ile mücadele etmektedirler. Göçmen kadınlar özgürlük elde etmek için geldikleri Avrupa’nın da aslında sahte bir hayal olduğunu görmüşlerdir.
Suzan Samancı began her literary career by writing in Turkish, and the fact that the content of her works is about Kurds has led to her being categorized as a minor writer. However, since Samancı has repeatedly expressed her desire to write in Kurdish, Kurdish literary circles have also argued that she should be included in Kurdish literature. Samancı emigrated to Europe and put an end to these debates by writing in both Kurdish and Turkish. She is now a Kurdish literary figure writing from the diaspora. Not only the language but also the content of Samancı’s literature has changed. Although women and their problems were the focus of her works when she was writing in Turkish, she emphasizes the female identity more strongly in her Kurdish works. In almost all of these stories, immigrant women and their problems are at the center of the narratives. Based on these discussions, this study aims to first examine the changes in Samancı’s literary life and then describe how immigrant women are portryed in her Kurdish stories. According to the results of the study, the immigrant women in the stories are often exposed to violence from their partners and struggle with racism while dealing with language and integration problems. The immigrant women have also realized that Europe, where they have come to seek freedom, is a false dream.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | World Languages, Literature and Culture (Other) |
Journal Section | Issue |
Authors | |
Early Pub Date | October 2, 2025 |
Publication Date | October 1, 2025 |
Submission Date | March 16, 2025 |
Acceptance Date | September 5, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 69 |
Journal of Yüzüncü Yıl University Graduate School of Social Sciences is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).