Objective: The aims of the study were to evaluate i) total antioxidant status (TAS) in women with hyperprolactinemia ii) whether bromocriptine had an antioxidant property in that group of patients. Materials and Methods: Twenty-four hyperprolactinemic women and 20 healthy control group were enrolled in the study. Blood samples were collected from the study and control groups during the folucular phase. Blood samples were collected again from hyperprolactinemic women on bromocriptine therapy after 8 weeks. FSH, LH, estradiol (E2), prolactin and TAS were measured. Results: Serum LH, E2 and TAS levels were significantly lower and prolactin was significantly higher in hiperprolactinemic women than in controls. Serum FSH levels did not differ between the groups. There were no significant differences in FSH, LH andE2 levels after bromocriptine use in hyperprolactinemic women. However, after treatment with bromocriptine the patients demonstrated significant increase in TAS and significant decrease in prolactin levels. Discussion: In this study, we demonstrated that TAS levels were significantly lower in patients with hyperprolactinemia and bromocriptine had protective effect with its antioxidant capacity. It is not only a very effective agent for lowering prolactin levels in hyperprolactinemic patients, but also increases antioxidant activity in that group of patients.
Amaç: Çalışmanın amaçları i) hiperprolaktinemik kadınlarda total antioksidan düzeyini(TAD) ii) bromokriptinin bu grupta antioksidan etkisinin olup olmadığını araştırmaktı. Materyal ve Metod: Yirmi-dört hiperprolaktinemik kadın ve 20 sağlıklı kontrol grubu Çalışmaya dâhil edildi. Kari örnekleri çalışma vekontrol'gruplarında folliküler fazda toplandı. Bromokriptin tedavisi alan hiperprolaktinemik kadınlarda 8 hafta sonra kan örnekleri tekrar alındı. FSH, LH, östradiol (E2), prolaktin ve total antioksidan düzeyi ölçüldü. Sonuçlar: Serum LH, E2 ve TAS düzeyleri hiperprolaktinemik kadınlarda kontrollere kıyasla anlamlı derecede düşük ve prolaktin ise anlamlı derecede yüksekti. Serum FSH düzeyleri gruplar arasında değişiklik göstermemekteydi. Hiperprolaktinemik kadınlarda bromokriptin kullanımından sonra FSH, LHve E2 düzeylerinde anlamlı bir değişiklik yoktu. Fakat bromokriptin tedavisinden sonra hastalar TAS da anlamlı bir yükselme ve prolaktin düzeylerinde anlamlı bir düşme gösterdi. Tartışma: Çalışmamızda, TAS düzeylerinin hiperprolaktinemik hastalarda anlamlı düzeyde düşük olduğunu ve bromokriptinin antioksidan kapasitesiyle koruyucu etkisinin olduğunu gösterdik. O, sadece hiperprolaktinemik hastalarda prolaktin düzeyini düşürmede çok etkili bir ajan değil, fakat aynı zamanda bu grup hastalarda antioksidan aktiviteyi artıran bir ajandır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Volume: 39 Issue: 1 |