Sürdürülebilir kalkınma, insan ile doğa arasında denge kurarak doğal kaynakları tüketmeden, gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasına ve kalkınmasına imkan verecek şekilde bugünün ve geleceğin yaşamını ve kalkınmasını programlamayı ifade etmektedir. En önemli doğal kaynaklardan biri olan tarım arazilerinin bilinçli bir şekilde kullanılması sürdürülebilirlik açısından önem arz etmektedir. Hızlı nüfus artışı ve buna bağlı olarak yaygınlaşan plansız kentleşme ve sanayileşme tarım arazilerinin marjinal kullanım sınırlarının daralmasına neden olmuştur. Türkiye’de 2000 yılında 26.4 milyon ha işlenen tarım alanı varken 2009 yılında bu rakam 24.3 milyon ha’a düşmüştür. Başka bir deyişle, 2000-2009 yılları arasında işlenen tarım alanlarında % 7.9 oranında bir azalma olmuştur. Verimli tarım topraklarının yenilenemeyen bir kaynak olduğu halde sanayi, konut, turizm gibi tarım dışı amaçlarla kullanılması tarım açısından çözümü güç problemleri meydana getirmektedir. I., II., III. ve IV. sınıf topraklar tarım için birinci dereceden önemli topraklar olduğu halde farklı alanlarda kullanılması gıda arzı güvenliğine ve tarımsal gelire zarar verdiği gibi aynı zamanda biyolojik çeşitlilik ve ekolojik dengenin bozulmasına da etki etmektedir. Bir ülkenin gelişmişliği için her alanda dengeli bir sürdürülebilirliğin sağlanması gerekmektedir. Ancak bu aşamada başta tükenmenin eşiğinde olan doğal kaynaklar olmak üzere insan yaşamını doğrudan etkileyen materyallerin zarar görmesini engelleyici politikaların geliştirilmesi ve fiilen uygulamaya geçirilmesi sağlanmalıdır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Issue: 355 |