Doğada, basınç, sıcaklık ve derişim farklılığı nedeniyle uçlaşma
akımları meydana gelir. Doğal potansiyel (DP) yöntemi, yorumlama çalışmalarında
geleneksel olarak kullanılagelen popüler jeofizik araç olup, bu yöntem uçlaşma
akımlarının yarattığı doğal potansiyel farklarının ölçülmesine dayanır. Bu
çalışmada, ısıl uçlaşma problemi kümelenmiş elemanlar ağı modeli ile çözülerek
bir jeotermal alana uygulanmıştır. Bu yöntemin diğer geleneksel jeofizik
yöntemlere kıyasla temel üstünlüğü, incelenen sistemin karmaşık doğası hakkında
daha detaylı bilgi verebilmesidir. Bursa ili Çekirge Mahallesi’nin
kuzeybatısında yer alan Acemler Mevkiinden toplanan düşey elektrik sondaj (DES)
ve DP verileri öncelikle geleneksel yöntemlerle(ters çözüm) değerlendirilmiş,
elde edilen parametreler kullanılarak alanın ısıl uçlaşma modeli kurulmuştur. Böylece jeotermal alan için en uygun termal
ve jeofizik parametre değerleri, kaynak yerleri ve sayıları ile jeolojik
birimlerin geometrik yapıları saptanmıştır. Bu çalışma ile elde edilen
sonuçlar, ısıl uçlaşma yönteminin DP verilerinin yorumlanmasında güçlü bir araç
oluşturduğunu ve jeotermal sistemlerin çeşitli özelliklerinin belirlenmesinde
etkin şekilde kullanılabileceğini göstermiştir.
In nature, due to differences in pressure, temperature and
concentration, coupling flows occur. The self potential (SP) method is the
popular geophysical instrument traditionally used in interpretation studies,
which is based on the measurement of the natural potential differences created
by the coupling flows. In this study, the thermal coupling problem was solved
by a lumped elements network model and applied to a geothermal field. The basic
advantage of this method over the other traditional geophysical methods that it
can provide more detailed information about the complex nature of the system
under consideration. The vertical electric sounding (VES) and SP data collected
from the Acemler Location in west of the Çekirge District of Bursa province
were firstly evaluated by traditional methods (inverse solution), and the
thermal coupling model was established by using the obtained parameters. Thus,
the most appropriate thermal and geophysical parameter values for geothermal
fields, the location of the sources and their numbers and the geometrical
structures of the geological formations were determined. The results obtained from
this study showed that the thermal coupling method is a powerful tool in the
interpretation of SP data and it can be used effectively to determine the
various properties of geothermal systems.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yer Bilimleri ve Jeoloji Mühendisliği (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi \ Research Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 10 Aralık 2018 |
Kabul Tarihi | 21 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 7 Sayı: 4 |