The history of thought and science of every nation reflects its glory, greatness and power. During the reign of Mamluk Sultans, great importance was attached to science and scholars in Egypt and Damascus. They encouraged science and supported the scholars. They had established various charitable institutions and encouraged science. They spent their wealth on the construction of schools, lodges, mosques and madrasas. These institutions hosted many scholars distinguished in different fields. The steps taken in this direction were followed by the rulers of contemporary states, especially in India. The process that began with the conquest of India resulted in the continuation of Muslim rule and the conversion of Indians to Islam. Thus, India became a country overflowing with scholars, jurists and muhaddithis. These scholars were also encouraged by their leaders and sultans. At that time, some scholars travelled in search of knowledge. They learnt and taught different sciences. As a result of these journeys, the Hijaz region became an important region where schools, foundations and dargahs were established by Indian scholars and their own governments. These activities were carried out in order to gain the pleasure of Allah and to fulfil the Prophet's words, "When a person dies, his deeds cease, but three things continue: Sadaqah al-jâriya, knowledge that people benefit from, and a righteous son who prays for him".
Her ümmetin düşünce ve ilim tarihi, onun şanını, büyüklüğünü ve gücünü yansıtır. Memlük Sultanları döneminde Mısır ve Şam’da ilme ve âlimlere büyük önem verilirdi. Onlar ilmî teşvik edip ulemâya destek vermişlerdi. Değişik hayır kurumları tesis edip, ilmî teşvik etmişlerdi. Servetlerini; okullar, dergâhlar, câmiler ve medreselerin inşası için harcadılar. Bu kurumlar farklı alanlarda temayüz eden birçok âlimi barındırdı. Bu yönde atılan adımlar, çağdaş devletlerin hükümdarları tarafından özellikle Hindistan’da takip edildi. Hindistan’ın fethiyle başlayan süreç, Müslüman hâkimiyetinin sürmesi ve Hintlilerin İslâm’a girişi ile sonuçlandı. Böylece Hindistan âlimler, fıkıhçılar ve muhaddislerle dolup taşan bir ülke haline geldi. Bu âlimler, kendi liderleri ve sultanları tarafından da teşvik edildi. O dönemde bazı âlimler ilim arayışı için seyahatte bulundular. Değişik ilimleri tahsil edip tedris ettiler. Bu yolculuklar sonucunda Hicaz bölgesi, Hintli âlimlerin ve kendi hükümetlerinin kurduğu okulların, vakıfların ve dergâhların kurulduğu önemli bir bölge haline geldi. Bu faaliyetler Allah’ın rızasını kazanmak ve Peygamber’in “Bir insan ölünce, onun işlediği ameller kesilir; ancak üç şey devam eder: Sadaka-i câriye, insanların faydalandığı bir ilim ve kendisi için dua eden sâlih bir evlat” şeklindeki sözünü yerine getirmek amacıyla gerçekleştirildi.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi ve Medeniyeti |
Bölüm | Çeviri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 13 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 42 |