Osmanlı Devleti’nin son 10 yılı savaşlarla geçmiştir. 1911’de başlayan Trablusgarp Savaşı, devamında Balkan Savaşları ile Birinci Dünya Savaşı ve en nihayetinde Anadolu’nun bağımsızlık savaşı. İttihat ve Terakki, Almanya ile ittifak hâlinde girdiği savaşta İtilaf bloğuna yenilmiştir. Savaşı bitiren Mondros Mütarekesi ise imparatorluğa aradığı barışı getirmekten çok İtilaf Devletleri’nin yeni işgallerine zemin hazırlamış ve durum aynı zamanda Anadolu’da bir direnişin başlamasına sebep olmuştur. Başta Mustafa Kemal olmak üzere diğer Millî Mücadele liderleri yıllardır savaşan bir toplumu içeride İstanbul hükûmetine, dışarıda ise emperyalizme karşı örgütlemek gibi oldukça zor bir görevle karşı karşıya kalmışlardır. Kongreler sürecinde şekillenen Misakımillî’nin Osmanlı Mebusan Meclisinde kabul edilmesi 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgali ile sonuçlanmıştır. Bunun üzerine Ankara’da yeni bir meclis kurulmuş ve bu meclis Misakımillî sınırları içerisinde tam bağımsız bir ülke için her türlü mücadeleyi göze almıştır. Mudanya Mütarekesi; Millî Mücadele’nin askerî safhasını sona erdirmiş, Sevr Antlaşması’nın yerine geçecek yeni bir antlaşmanın imzalanmasına giden süreci başlatmıştır. Cephede olduğu gibi müzakere masasında da işler İsmet Paşa liderliğinde Türk heyeti için çok zorlu geçmiştir. Galip devletler kaybedilen bir savaşı diplomatik manevralarla kazanmak için çok çaba sarf etmiştir. Türk heyeti de bağımsızlığına gölge düşürecek her görüş ve öneriye şiddetle karşı çıkınca Lozan görüşmeleri bir çıkmaza girmiş ve taraflar masadan kalmak zorunda kalmışlardır. İkinci kez toplanan konferans sonunda Türkiye, nihayet Misakımillî’yi büyük ölçüde gerçekleştirdiği bir barış antlaşması imzalamayı başarmıştır. Lozan Sulh Muahedesi ile sadece Anadolu’nun bağımsızlığı onaylanmamış aynı zamanda 10 yıldır devam eden bir savaş ortamına da son verilmiştir. Bu nedenle 24 Temmuz günü Lozan Sulh Günü/Bayramı olarak uzun süre kutlanmıştır. Kutlamaların konjonktüre göre değişim göstermiş olduğu ve en nihayetinde artık unutulduğu görülmektedir. Bu çalışma unutulan bir günü/bayramı tekrar hatırlamak niyeti taşımakla birlikte ayrıca 24 Temmuz’un unutuluşunu konjonktürel olarak da ele almayı amaçlamıştır.
The last 10 years of the Ottoman Empire passed with wars such as the Tripoli War, which started in 1911, followed by the Balkan Wars, and then the First World War, and ultimately, the Anatolian War of Independence. The Union and Progress (Ittihat ve Terakki) was defeated by the Entente States in the war it entered in alliance with Germany. The Mudros Armistice Agreement, which ended the war, prepared the ground for new invasions of the Entente States rather than bringing the peace that was sought by the empire, and the situation also caused a resistance movement in Anatolia. The National Struggle leaders, especially Mustafa Kemal, faced the difficult task of organizing a years-long warring society against the Istanbul Government at home, and against the imperialism abroad. The adoption of the National Pact, which was shaped in the congresses held previously, in the Ottoman Parliament resulted in the occupation of Istanbul on March 16, 1920. Then, a new assembly was established in Ankara and this assembly fought in every way for a fully independent country within the borders of the National Pact. The Armistice of Mudanya ended the military stage of the National Struggle, and started the process leading to the signing of a new treaty that would replace the Treaty of Sevres. Things went very difficult for the Turkish Delegation under the leadership of Ismet Pasha at the negotiating table as it was also at the front. The victorious states made great efforts to win a war that was lost via diplomatic maneuvers. When the Turkish Delegation opposed every opinion and suggestion that would cast a shadow on its independence strongly, the Lausanne Negotiations came to a dead-end, and parties had to move away from the negotiations. At the end of the conference that convened for the second time, Türkiye finally succeeded in signing a peace treaty which largely acknowledged the National Pact. Not only the independence of Anatolia was approved, but also the war environment that had been going on for 10 years was ended with the Lausanne Peace Treaty. For this reason, July 24 was celebrated as the Lausanne Peace Day for a long time. It is now seen that the celebrations changed according to the conjuncture, and are finally forgotten today. Although this study aims to remind a forgotten day again, it also aims to discuss the forgetting of July 24 in a cyclical manner.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 38 Sayı: 106 |