In the Ottoman Empire, there have been important regulations in public law since Fatih. The problem of how the state can be built on solid foundations has revealed the necessity of some legal regulations. Fatih’s Organization Law/Kanûnnâme-i Âl-i Osman is the first codification that brings together the regulations within this framework. However, it is seen that there is no complete consensus on whether the aforementioned law is a constitution or not. On the other hand, the limited aspect of the studies on the constitutional developments and constitutions of the Ottoman Period is also evident in this issue. A comparative analysis of the steps, which have been milestones in constitutional developments in the historical process, is an even less common method of study. It is thought that one of the most important reasons for this is the difficulties that such studies have due to their interdisciplinary nature. In this context, the belief that it will make a unique contribution to the field to deal with very important developments, which will be discussed within the framework of the Ottoman Constitutional History, firstly within themselves and then by comparison, has been the starting point of this study.
Although there are determinations that Fatih’s Organization Law is a constitution, it is a more common and appropriate approach to start the first constitution with the 1876 Kanûn-ı Esâsî. However, it is seen that the owners of this widespread approach in the world of science do not discuss why Fatih’s Organization Law cannot be considered as a constitution. It has been concluded that when Fatih’s Organization Law is considered in terms of form and material/content, it cannot be qualified as a constitution. On the other hand, it is clear that Gülhane Hatt-ı Hümâyûn, which contains much more constitutional features than Fatih’s Organization Law, is also a constitutional development, but cannot be qualified as a constitution. However, Gülhane Hatt-ı Hümâyûn included many fundamental rights and freedoms included in modern constitutions, as well as established mechanisms that ensure these. The study tries to shed light on the important milestones of the Ottoman constitutional development process, which inherited the Republic of Türkiye in the historical evolution process and affected today’s constitutions to a certain extent, by considering first-hand sources.
Codification Constitution Fatih’s Organization Law Fundamental Rights and Freedoms Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu
There is no study that would require the approval of the Ethical Committee in this article.
Osmanlı Devleti’nde Fatih’ten itibaren kamu hukukunda önemli düzenlemeler söz konusudur. Devletin sağlam temeller üzerine nasıl inşa edilebileceği sorunu bazı kanuni düzenlemelerin gerekliliğini ortaya koymuştur. Fatih’in Teşkîlat Kanûnnâmesi/Kanûnnâme-i Âl-i Osman bu çerçevedeki düzenlemeleri bir araya getiren ilk kodifikasyondur. Ancak bahsi geçen kanunun bir anayasa olup olmadığı noktasında tam bir uzlaşının bulunmadığı görülmektedir. Diğer taraftan Osmanlı Dönemi anayasal gelişmeleri ve anayasaları üzerine yapılan çalışmaların kısıtlı yönü bu meselede de kendini göstermektedir. Tarihsel süreçte anayasal gelişmelerde birer kilometre taşı olmuş adımların mukayeseli bir analize tabi tutulması ise daha da az rastlanan çalışma yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun en önemli sebeplerinden birinin bu tür çalışmaların disiplinler arası mahiyeti gereği taşıdığı zorluklar olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda Osmanlı Anayasa Tarihi çerçevesinde ele alınacak oldukça önemli gelişmeleri, öncelikle kendi içerisinde daha sonra da mukayese etmek suretiyle ele almanın alana özgün bir katkı sağlayacağına duyulan inanç bu çalışmanın hareket noktası olmuştur.
Fatih’in Teşkîlat Kanûnnâmesi’nin bir anayasa olduğuna ilişkin tespitler söz konusu olmakla birlikte ilk anayasayı 1876 Kanûn-ı Esâsî ile başlatmak daha yaygın ve isabetli bir yaklaşımdır. Ancak ilim dünyasında bu yaygın yaklaşımın sahipleri tarafından Fatih’in Teşkîlat Kanûnnâmesi’nin neden bir anayasa olarak değerlendirilemeyeceği hususunun pek tartışılmadığı görülmektedir. Fatih’in Teşkîlat Kanûnnâmesi şeklî ve maddî açıdan ele alındığında bir anayasa olarak nitelendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan Fatih’in Teşkîlat Kanûnnâmesi’ne nazaran çok daha fazla anayasal nitelik içeren Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu’nun da anayasal bir gelişme olmakla birlikte bir anayasa olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Ancak Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu, modern anayasaların yer verdiği pek çok temel hak ve hürriyete yer verdiği gibi bunları güvence altına alan mekanizmaları da kurmaya çalışmıştır. Çalışmada, tarihsel tekâmül sürecinde Cumhuriyet Türkiyesi’ne tevarüs eden ve günümüz anayasalarını da belli düzeyde etkileyen Osmanlı anayasal gelişme sürecinin önemli kilometre taşlarına birinci elden kaynaklar dikkate alınarak ışık tutulması hedeflenmiştir.
Anayasa Fatih’in Teşkîlât Kanûnnâmesi Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu Kodifikasyon Temel Hak ve Hürriyetler
Bu makalede Etik Kurul Onayı gerektiren bir çalışma bulunmamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 39 Sayı: 108 |