Negotiations continuing for more than forty-five years under the auspices of the United Nations (UN) in resolving Cyprus problem have to date ended without agreement. The property dispute has been one of the aspects of the problem. The Immovable Property Commission (IPC) established in the north to examine claims of Greek Cypriots who abandoned their properties has been a development in this regard. In this respect, the properties remaining in the fenced-off area of Varosha deserve a separate analysis.
The area has been a military zone since the Turkish military intervention of 1974. The UN Security Council Resolutions 550 (1984) and 789 (1992) state that it should be transferred to the administration of the United Nations for resettlement of its inhabitants. Following the Turkish initiative in 2020 to demilitarize and open the area up for its original inhabitants, the political implications of this move have been subject of various discussions.
However, this article attempts to shed light upon upon the domestic decisions and judgments in relation to properties remaining in this area and the implications these might have on the Greek Cypriots property rights. The question is whether and how, the initiative by the Turkish authorities on one hand, and the approach by the IPC on the other hand could impact the prospect of Greek Cypriot claims before the European Court of Human Rights.
Kıbrıs sorununun çözümü için Birleşmiş Milletler’in (BM) gözetimi altnda kırk beş yıldan fazla bir süredir devam eden müzakereler bugüne değin sonuçsuz kalmıştır. Mülkiyete dair uyuşmazlık sorunun sadece bir boyutu olarak varlığını sürdürmektedir. Bu bağlamda, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Kıbrıslı Rumların adanın kuzey tarafında terketmiş oldukları mallara dair taleplerini ele almak üzere kurulması bugüne kadar gerçekleşen gelişmelerden biri olarak tanımlanabilir. Bu çerçevenin bir parçası olarak, Kapalı Maraş bölgesinde bulunan malların ayrıca ele alınması gerekmektedir.
Bölge 1974’te gerçekleşen Türkiye müdahalesinden bu yana askeri bölge statüsündedir. BM Güvenlik Konseyi’nin 550 (1984) ve 789 (1992) no’lu kararları bölgenin BM idaresine devredilerek önceki mal sahiplerinin yerleşimine açılmasını öngörmektedir. 2020 yılında Türk tarafınca alınan inisiyatifle bölgenin askeri bölge olmaktan çıkarılarak açılması kararı birçok tartışmaya neden olmuş ve ağırlıklı olarak bu açılımın siyasi etkileri masaya yatırılmıştır.
Bununla birlikte, bu makale bölgede bulunan mallarla ilgili alınmış olan yerel karar ve mahkeme kararlarına ışık tutmayı ve bu gelişlmelerin Kıbrıslı Rumlar’ın mülkiyet hakları açısından olası sonuçlarının neler olabileceğini ele almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda orataya konulan soru, bir yandan Türk tarafının açılıma dair aldığı bu inisiyatifin, diğer bir yandan ise TMK tarafından izlenecek yolun Kıbrıslı Rumlar’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki talepleri açısından doğuracağı etkinin ne olabileceğidir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.