7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun uyarınca, afetzedelerin yıkılan veya ağır hasar gören binalarla olan mülkiyet ilişkileri, yeniden yapılacak binalardan veya verilecek inşaat kredisinden yararlanabilme durumları ancak hak sahipliği durumunu belgelemeleri ile mümkündür. Ayrıca depremden sonra gerçekleştirilen faaliyetler ile ilgili düzenlenen hasar tespit raporları idari yargıda tek başına dava edilebilir bir icrai işlem olarak nitelendirilmemektedir. Ancak hak sahipliği belgesine sahip olanlar bu belge ile birlikte raporu dava konusu edebilmektedirler. Bu çalışmada hak sahipliğinin tayin edilmesinde idarenin tutumu ve Danıştay kararları ışığında tespit edilen kriterler ortaya konulmaya çalışılacaktır. Böylelikle hizmet kusuru olarak kamu hizmetinin kötü işlemesinden sorumlu olan idarenin deprem olayından doğan mali sorumluluğundan kaçınmasının engellenmesi amaçlanmaktadır. Zarar gören vatandaşların insanca yaşama hakkının doğrudan gereği olan konut hakkının yerine getirilmesinde ortaya çıkabilecek hak mahrumiyetlerinin önüne geçilmesi ulaşılmak istenen bir diğer amaçtır. İdarenin mali açıdan tazmin sorumluluğunu yerine getirmesi sırasında depremzedelerin hak sahipliği statüsünde bulunmasına ilişkin ortaya çıkan sorunların giderilmesinden sonra; devletin hizmet kusuruna dayalı sorumluluğunun bu durum dışında tezahür etmesi açıklanacaktır.
Hak Sahipliği 7269 Sayılı Kanun Konut Hakkı Hizmet Kusuru İdarenin Sorumluluğu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İdare Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.