Turkish civil security forces are often accused of maltreatment of suspects or abusing their powers by some
persons or groups who come into contact with them. When the news of these sorts of accusations takes place
in mass media, the public images of these institutions are somehow damaged. Although such allegations are
often investigated by police or army inspectors and involved personnel are disciplinarily or criminally sanctioned,
if necessary, still, these organisations may be accused of leniency or cover up. Therefore, the article
suggests that such allegations should be investigated by an independent authority as in the UK so that their
findings gain the confidence of all sides involved.
Kolluk kuvvetlerinin eylem ve işlemleri zaman zaman çeşitli gerekçelerle şikâyet veya suçlamalara konu olabilmektedir.
Halktan gelen şikâyetler her ne kadar kurum müfettişleri tarafından araştırılıp bir sonuca bağlanıyor
olsa da şikâyetin tarafları bu kurumların bulgularını kendi personelini koruma, kollama veya taraftarlık
ile itham edebilmektedir. Bu gibi suçlamalar medyaya da yansıtıldığında; hem kurumların hem de ülkenin
güvenilirliğine yönelik bir takım soru işaretleri ortaya çıkartılabilmektedir. Makalede, İngiltere’deki ‘Polis
Şikayetleri Bağımsız Komisyonu’ örneğinden yararlanılarak ülkemizde de bu tür iddiaların hem kurumların
güvenilirliklerinin korunması hem de kamu vicdanının tatmini açısından ‘bağımsız’ ve ‘tarafsız’ bir komisyon
tarafından denetlenmesini ele alınmaktadır.
Diğer ID | JA89CV75FK |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 2 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.