In practice, during the lawsuits against immovables, an annotation is given to the land registry under the name of “annotation of the lawsuit” as there is only one. This, which is not compatible with the systematic of the Civil Code, was formed by the Supreme Court. The same problem exists in the cases related to cancellation of a deed. The expressions used by the courts don’t exist in Turkish Civil Code (TCC) or in doctrine. The study aims to show the mistake regarding the mentioning of two annotations, which have different functions, as a single annotation in judicial decisions. Judicial decisions that don’t discriminate the two annotations which are given in these cases, cannot make the distinction regarding the annotations. When in a lawsuit annotation TCC 1010/ 1 is given, it protects the personal right of the plaintiff has. On the other hand, the annotation regulated in TCC 1011/ 1 prevents the plaintiff’s real rights from being acquired by law by bona fide third parties. In this study, results based on these two distinctions are presented. In addition, the difference between these annotations and the interim injunction given in accordance with the Code of Civil Procedure is determined.
Deed cancellation Annotation of the lawsuit Constraint on the Power of Disposition Temporary registration annotation Interim measures
Uygulamada taşınmazlara yönelik olarak açılan davalarda, mahkemelerce “davalıdır şerhi” adı altında tapu siciline şerh verdirilmekte; hatta teknik anlamda şerh tabirine rağmen, beyanlar hanesine yazıldığı görülmektedir. Türk Medeni Kanun (TMK) sistematiği ile uyumlu olmayan bu uygulama, Yargıtay kararlarına dayalı oluşmuştur. Benzer sorun “tapu iptal ve tescil davaları” terimiyle ilgili olarak da bulunmaktadır. Bu ifade Türk Medeni Kanununda geçmediği gibi, doktrindeki temel eserlerde de bu yönde bir kullanım bulunmaz. Hal böyle olmasına rağmen, uygulamanın yarattığı bu tabir, uyap sistemine dahi girmiştir. Çalışmanın konusu, yargı kararlarında, Medeni Kanunda yer alan ve farklı işlevlere sahip iki şerhin, tek bir şerh gibi anılmasına ilişkin yanlışlığın giderilmesini hedeflemektedir. Bu iki şerhin verildiği davalara ilişkin olarak da ayrım yapmayan yargı kararları, bu davalarda verilen şerh konusunda ayrım yapmamaktadır. Oysa TMK m.1010/b.1’de yer alan şerh alacak hakkına dayalı açılan bir davada, kişisel nitelikteki bu hakkı üçüncü kişilere karşı koruma altına alırken, TMK m.1011/b.1’de düzenlenen şerh davacının iddia ettiği ayni hakkın, iyiniyetli üçüncü kişiler tarafından kanunen kazanılmasına engel olur. Çalışmada bu iki ayrıma dayalı sonuçlar ortaya konulmaktadır. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca verilen ihtiyati tedbirlerle de söz konusu şerhlerin arasındaki fark tespit edilmektedir
Tapu iptal ve tescil davası Davalıdır şerhi tasarruf yetkisi kısıtlaması geçici tescil şerhi ihtiyati tedbir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 80 Sayı: 4 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.