Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte yeni hukuk ilkelerinin araştırılarak öğretilmesi için yeni bir yükseköğretim kurumuna ihtiyaç duyulmuştur. Osmanlı döneminde İslam hukuku ile beş farklı yargı çeşidinin bir arada uygulanıyor olmasının büyük sıkıntılara yol açtığı görülmüştür. Bu nedenle yeni hukuk sisteminde Osmanlıda yaşananlardan ders alınarak Kıta Avrupa hukukunun uygulanmasının en doğrusu olduğuna karar verilmiştir. Bu yeni sistemden beklenen faydanın tam olarak elde edilebilmesi için hukuk kurallarını iyi uygulayanlara ve bu kuralların etkin bir biçimde öğretilmesine ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir. Bu ihtiyaçların giderilebilmesi amacı ile bütçe görüşmelerinin yapıldığı 23 Şubat 1925 tarihinde Ankara’da, Adliye Vekâlet’ine bağlı bir yüksek hukuk okulunun açılmasına karar verilmiştir. Alınan karar sonrasında yapılan yoğun çalışmalar sonucunda Ankara Hukuk Mektebi 5 Kasım 1925 tarihinde eğitim öğretime başlamıştır. Mektebin amacı hukuk devrimi ile birlikte oluşacak olan toplumsal düzenin öğrenilmesi, öğretilmesi ve ülkede egemen kılınan hukuku uygulayacak olan hâkimlerin, avukatların, kolluk görevlilerinin yetiştirilmesini sağlamaktır. Şu hâlde mektebin açılması ile Cumhuriyetin anayasasının hâkim kılınmasını sağlamak amaçlandığı bir gerçektir. Erem, Ankara Hukuk Mektebi’nin açılışı ile, her topluluğun temelinin hukuk bilimi olduğuna ilişkin düşüncesinin doğruluğunun da ispatlandığını belirtmiştir. Gerçekten yeni bir topluluk düzeninin oluşturulmasında hukuk biliminin ne kadar önemli bir rol oynadığı tartışmasızdır.
Ankara Hukuk Mektebi’nin açılması kararının alınmasından sonra kadronun ve müfredatın oluşturulması için Cemil (Birsel) Bey görevlendirilmiştir. Cemil Bey başkanlığında daha önce yurtdışında eğitim almış hocalardan oluşan bir akademik kadro oluşturulmuştur. Okulun öğretim üyelerine “müderris” değil, “profesör” unvanı verilmesine karar verilmiştir. Bunun sebebi kurulacak olan hukuk okulunun İstanbul Hukuk Fakültesi’nden farklı olarak muhafazakâr değil, geniş düşünceli ve uyanık hukukçular yetiştirmesinin amaçlanması olarak açıklanmıştır.
Ankara Hukuk Mektebi yıllarca süren savaşlardan sonra cumhuriyetin ilan edilerek, eski hukuk sistemlerinden tamamen kopup yeni bir düzen kurulması aşamasında, büyük bir amaçla kurulmuştur. Mektebin ilk akademik kadrosunda kurtuluş savaşı kahramanlarından Bahaeddin Bey (Baha Kantar) de bulunmaktadır. Bahaeddin Bey tarafından ceza hukuku ve ceza usul hukuku dersleri okutulmuştur. Baha Kantar, Kuvayi milliyecidir. Baha Kantar, Faruk Erem’i yetiştirmiştir. Faruk Erem, Ankara Hukuk Mektebi mezunudur. Faruk Erem, Uğur Alacakaptan’ı yetiştirmiştir. Uğur Alacakaptan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur.
Bu yazıda Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devrimi ile oluşturulan Türk Ceza Hukukunun temellerini atan ve kendisinden sonra gelen kuşaklara büyük bir miras bırakan bu üç büyük ceza hukukçusu anlatılacaktır.
Baha Kantar Faruk Erem Uğur Alacakaptan Ankara Hukuk Mektebi Türk Ceza Hukuku tarihi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ceza Hukuku, Ceza Muhakemeleri Usulü |
Bölüm | CUMHURİYET ÖZEL DOSYASI |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 19 Kasım 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Kasım 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 29 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 81 Sayı: CUMHURİYET 100. YIL ÖZEL SAYISI |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.