Yazmacılık sanatı
ile ilgili bazı arkeolojik buluntu ve yazılı kaynaklar olmasına rağmen bu
sanatın tam olarak ne zaman ve nerede başladığını söylemek oldukça güçtür.
Yapılan arkeolojik çalışmalar ve yazılı kaynaklar, yazma sanatının bir baskı
tekniği olması nedeniyle yontma taş ve bronz devrine kadar uzanabileceğini
göstermektedir. Baskının başlangıcı olarak bu dönemlerde mum ve kilden yapılan
kalıplardaki desenlerin basıldığı objeler ve kalıplar gösterilebilir. Geleneksel
yazma kalıpları incelendiğinde desenlerde hakim olan motiflerin çiçekler ve
meyveler olduğu görülmektedir. Desen ve
kompozisyon olarak doğadaki bu motifler aynen kalıba aktarılmıştır. Genellikle
sanatçı ve ustalar yaşadıkları bölgenin özelliklerini kalıplara işlemişlerdir. Bu
bağlamda yüzyıllardır aynı ya da birbirine benzer desenler kullanılmış, kalıplar
arasındaki farkı sanatçıların veya ustaların el işçiliği oluşturmuştur. Bu
araştırmada sanatçıların geleneksel yazma kalıplarına çağdaş yorumlar getirmesi
ile kendilerine özgü desenler sergileyebilecekleri düşünülmüş; özgün yazma
desenleri geliştirilerek yazmacılık sanatının özünden kopmadan farklı bir etki
yaratmak hedeflenmiştir. Soyut çizgilerden nasıl somut özgün desenlere
ulaşılacağına dair bir öneride bulunularak örnek bir çalışmaya yer verilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Kasım 2018 |
Gönderilme Tarihi | 6 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 69 |