İnsan
hakları olgusu, bireyler arasında hiçbir ayrım gözetmeden tüm insanların sırf
insan olduklarından ötürü doğuştan kazandıkları haklar olup; bütün insanları
kapsamaları bakımından evrenseldir, diğer tüm haklardan ve hukuk kurallarından
üstündür ve önceliklidir. İnsan hakları salt hukuki veya siyasi bir konu
olmanın öncesinde, esasında ahlakidir.
İnsan hakları bugünkü halini, genel
hatlarıyla 16. Yüzyıldan itibaren görülmeye başlanan toplumsal ve siyasal
gelişmelerden almış olsa da bütün insanlık tarihine yayılan özgürlük, eşitlik,
adalet arayışları, bu hakların tarihsel temel çerçevesini oluşturmaktadır.
Buradan yola çıktığımızda ise insan haklarının özgürlük, eşitlik ve adalet
temellerinde sağlamca gelişip, bunlarla sürekli korelasyon içerisinde olduğunu
söyleyebiliriz. İnsan hakları, diğer hukuk dalları tarafından tanınmış olsun
veya olmasın, belirli düzen ile beraber insanlara verilen ve içerisinde temel
hak ile özgürlükleri barındıran yapıyı baz almaktadır. İnsan haklarının bekası;
insan onuru ve değeri üzerine kurulu olan bir düzende, bu özellikleri sonuna
kadar korumak şeklinde tezahür etmektedir.
Gerek geçmişte gerekse günümüzde insan
hakları ve bu hakların biz bireylere olan getirileri kapsamlı olarak gelişim
göstermiştir. Bireylere verilen bu hakların içerisinde bizleri temele götüren
ve insan haklarının da beslenerek gelişmesini sağlayan çeşitli kavramlar
bulunmaktadır. Bunları iki temel ölçütle genellemek gerekirse: ‘ÖZGÜRLÜK VE
HAK’ olarak sınıflandırabiliriz. Bu iki kavram, bireylerin sırf birey
olduklarından dolayı kazandıkları ve toplum içerisinde kendilerini ifade
edebilme, kendilerine verilen haklardan yararlanarak kimlik oluşturma gibi
fiilleri beraberinde getirmiştir. İnsan Hakları ve Evrensel Bildirisi; bireyler
ile doğup gelişen, beraberinde bir çok hak ve kavramla korelasyon kuran
benliğimizin güvenlik kartıdır. Bu kartların en önemlilerin birisi de “İfade
özgürlüğü hakkıdır.” Kazandığımız temel ve insani haklarımız, bizlere insani
olarak kendini ifade edebilme, temel ihtiyaçlarımızın karşılanabilmesi ve
toplumda kişilik kazanarak yer edinme gibi önemli boyutları sunar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Ocak 2019 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 70 |