Çalışmada, Osmanlı mahallesinde “eyü âdem” olmayanların,
gayri ahlaki durum ve suçlarının ne şekilde tespit edildiği, bu şahısların ve
fiillerinin hangi ifadelerle kavramlaştırıldığı üzerinde durulmuştur. Bunu yaparken,
malzeme fazlalığı sebebiyle özellikle Konya olmak üzere, İstanbul’dan Diyarbakır’a
kadar farklı Osmanlı şehrine ait şer’iyye sicillerinden, bunlar üzerine yapılan
çalışmalardan ve az sayıda arşiv belgesinden faydalanılmıştır. Bu kaynaklar 16.
yüzyıldan 19. yüzyıla kadar farklı zaman dilimlerinden seçilmiştir. İlkin
mahalle halkının, kendilerini rahatsız eden şahısları hangi amaç ve
dayanaklarla ihraç etmeye karar verdiklerine değinilmiştir. Devamında suçlu ve
suç tespitinde mahalle imamı ve halkının rolü üzerinde durulmuş ve suçluluk ile
suçsuzluğun hangi kavram ve kelimeler ile açıklandığına değinilmiştir.
Sonrasında mahallelinin şikâyetlerine konu olan vakalardan örnekler seçilerek,
bu vakalar konunun daha iyi anlaşılması adına farklı başlıklar halinde verilmiştir.
Neticede Osmanlı mahallelisinin suçlu ve suça karşı birlikte hareket ederek bir
ahlaki oto-kontrol mekanizması oluşturdukları ve bu sistem neticesinde
mahkemeden aldıkları ihraç kararını onaylatıp gerekenin yapılasını talep
ettikleri görülmüştür.
The
study tells how the immoral states and crimes of the non-‘eyü âdem’ (people
with bad deeds) were detected and how these people and their deeds were
conceptualized in the Ottoman neighborhood. While
doing this, various judical registers -due to the surplus of materials,
especially records of Konya- belonging
to different Ottoman cities from Istanbul to Diyarbakır, studies about these
registers, and a few archival documents were used. These were selected from
different time periods from the 16th century to the 19th century. Firstly,
the bases and the ways the people of the neighborhood used to exclude those who
disturbed them were mentioned. Then, the role of the neighborhood’s
imam and its people in detecting criminal and crime was
explained and the expressions and concepts to define crime and innocence were
stated. Furthermore, examples from the cases that were the subject of the
complaints of the neighborhood were chosen, and these cases were given in
separate sections to help comprehend the cases better. As a result, it was seen
that the Ottoman neighborhood created a moral auto-control mechanism by acting
together against the crime and the criminal, and they demanded that the
decision of exclusion be approved and it be done by court.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 71 |