Tanzimat’tan sonra Osmanlı hukuk sisteminde köklü değişiklikler yapılmıştır. Geleneksel İslâm Hukuku’nun yanında Batı’dan resepsiyon yoluyla alınan hukuk sistemi de uygulanmaya başlanmıştır. Özel hukuk düzenlemeleri öncelikle ticaret hukuku alanında yapılmıştır. Merkez ve taşrada kurulan ticaret mahkemelerinin teşkilatlanmaları ve uygulamaları ele alınmıştır. Bu çalışma ile taşra ticaret mahkemelerinin Osmanlı hukuk sistemi içerisindeki yeri ayrıntılı olarak ele alınarak hukuk tarihi alanına katkıda bulunulması amaçlanmaktadır.
XIX. yüzyılın ilk yarısından başlayarak Batılı ülkelerle artan ticari ilişkilerin ortaya çıkardığı sorunlar karşısında, yeni düzenlemeler yapma ihtiyacı doğmuştur. Ticâret mahkemelerinin kuruluşu esasen Tanzimât öncesine, yani XIX. Yüzyıl başlarına kadar gitmektedir. Avrupa ile gittikçe artan ticâret, batılı örf ve adetlerin bilinmesini gerekli kılmış, bu yetenekten büyük ölçüde yoksun olan kadıların bu tür ticârî dâvâlara bakmakta yetersiz kalması nedeniyle, ilk defa H. 1215/ M.1800-1801’de Gümrük Emaneti’nde bir komisyon kurulmuştur. Bu komisyon bunu 1860’ta Ticâret Mahkemeleri’nin kurulmasını sağlayan kanun, 1861’de Usûl-ı Muhâkemât-ı Ticâret Nizâmnâmesi ile 1863’te yürürlüğe giren Ticâret-i Bahriye Kanûnnâmesi izlemiştir.
Bu mahkemelerde, yerlilerle yabancılar arasındaki dâvâlarda, ilgili yabancının elçilik veya konsolosluğunca gönderilecek iki yabancı üye ve bir de tercüman hazır bulunmuştur.
Adâlet Fermânı’nın 1875 yılında yayımlanması ile o güne kadar Ticâret Nezareti bünyesindeki ticâret mahkemeleri ve Divan-ı İstinaf, Adliye Nezâreti’ne bağlanmıştır.
Taşra ticâret mahkemelerinin kuruluşu, lâik karakterli, modern adâlet örgütünün ortaya çıkışının ilk örneği olmuştur. Ancak hemen belirtelim ki özellikle ticâret mahkemelerinin
yapısında yer alan bazı unsurlar ise, sakıncalar doğurmuştur. Başlangıçtan itibaren bu mahkemelerin üyeliklerine yabancı devlet uyruğundaki tüccarlar da alındığından, yabancı devletler bunu bir hak ediş olarak görmüşlerdir.
İmtiyâzât-ı Ecnebiyyenin Lağvı Hakkında İrâde-i Seniyye’nin 8 Eylül 1914 tarihinde yayımlanması üzerine kapitülasyonlar kaldırılmış ve vilayetlerdeki karma ticâret mahkemelerinin görevi de ortadan kalkmıştır. Ancak, Osmanlı uyruklu olanlar arasındaki ticari uyuşmazlıkları çözme görevi Cumhuriyet’in ilanına kadar devam etmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 75 |