Aim: Physicians and
patients may have varying preferences for optimal blood analysis time. We aimed
to determine the tendency for the optimal blood analysis time of the physicians
and patients and also to determine the difference in some commonly used
biochemical and hematological parameters, between fasting and food intake.
Methods: Questionnaire and cross-sectional designs were used. The doctors and patients
were conducted to a survey about the appropriate time for blood tests before
the study. 112 patients were included in study. Blood samples were collected
after 8-10 hours of fasting and 2 hours after 600-700 calories lunch. Blood
creatinine, alanine aminotransferase, sodium, glucose, calcium, albumin, total
cholesterol, triglyceride, HDL, LDL, alkaline phosphatase, total bilirubin, lactate
dehydrogenase, complete blood count, erythrocyte sedimentation rate, prothrombin
time and TSH were studied and the values were compared.
Results: In our
survey, 75% of patients (54 patients in the outpatient clinic and 98 patients
in the blood collection unit, a total of 152) and 77% of doctors were thinking
that fasting was the appropriate time for blood tests. There were significant
increase in glucose (p<0.01), triglyceride (p<0.01) and platelets (p=0.035)
and significant decrease in sodium (p=0.01) after the food intake. There was no
statistically significant difference in the other parameters.
Conclusion: The
majority of physicians and patients had the opinion that blood tests should be
given in fasting. Although there were significant differences in glucose, triglyceride, thrombocyte and sodium levels in our study, thrombocyte and sodium differences
may not exhibit any clinical importance. Notwithstanding, high postprandial
levels of glucose and triglyceride are valuable indicators for cardiovascular
disease and diabetes risk.
Amaç: Hekimler ve
hastaların kan tahlili verme zamanı tercihleri değişiklik gösterebilmektedir. Çalışmamızda
anketler ile hekim ve hastaların eğilimlerini belirlemeyi ve günümüzde sık
kullanılan bazı biyokimyasal ve hematolojik tetkiklerde açlık ve tokluk
arasında farklılık olup olmadığını tespit etmeyi amaçladık.
Materyal-metod:
Anket ve kesitsel dizayn birlikte kullanıldı. Çalışmaya başlamadan önce
doktorlara ve hastalara kan tahlilleri için uygun kan verme zamanı konusunda
anket yapıldı. Çalışmaya toplam 112 hasta alındı. Bu hastalarda 8-10 saatlik
açlık sonrası ve 600-700 kalorilik öğle yemeğinden 2 saat sonra kan alındı.
Alınan kanlardan kreatinin, alanin aminotransferaz, sodyum, glukoz, kalsiyum,
albumin, total kolesterol, trigliserid, HDL, LDL, alkalen fosfataz, total
bilirubin, laktat dehidrogenaz, hemogram, sedimentasyon, protrombiz zamanı ve
TSH çalışıldı ve değerleri karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışmamızın
anket evresinde; hastaların %75’i (54 poliklinik hastası ve 98 kan alma
birimine gelen hasta olmak üzere toplam 152), doktorların % 77’si tetkiklerin
aç karna yapılması gerektiğini düşünmekteydiler. Çalışılan kanların sonucunda
glukoz (p<0.01), trigliserid (p<0.01) ve trombositlerde (p=0.035)
toklukta istatistiksel olarak anlamlı artış, sodyumda (p=0.01) ise toklukta
anlamlı azalma tespit edildi. Diğer parametrelerde açlık ve tokluk arasında
istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı.
Sonuç: Doktor ve hastaların
büyük çoğunluğu kan tetkiklerinin açlıkta verilmesi gerektiği görüşündedir.
Çalışmamızda glukoz, trigliserid, trombosit ve sodyumda anlamlı farklılık
tespit edilse de, trombosit ve sodyum düzeyindeki farklılık klinik önem
arzetmeyecek seviyelerdeydi. Toklukta tespit edilen yüksek glukoz ve
trigliserid düzeyleri kardiovasküler hastalık ve diyabet riski için kıymetli
göstergelerdir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İç Hastalıkları |
Bölüm | Orjinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |