OBJECTIVE: In this study, we aimed to determine the effects of tamoxifen on premenopausal breast cancer patients in terms of anxiety, depression, quality of life (QoL) and sexual satisfaction.METHODS: Sixty-seven premenopausal breast cancer women using adjuvant tamoxifen were participated in the study and the data were collected using a series of forms completed during face-to-face interviews. The form that consists of socio-demographic characteristics of the pateints, the Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), Golombok-Rust Inventory of Sexual Satisfaction (GRISS) and European Organization for Research on Treatment of Cancer Questionnaires Quality of Life-C30 (EORTC-QoL-C30) were applied to the participants. RESULTS: We determined that 46.26% of the patients had depression and 40.29% had high anxiety levels. Physical, role, cognitive, emotional and social functioning and global QoL subscores were also found to be low in patients whose anxiety levels were high. In patients whose depression scores were high, all the functioning scales, except physical functioning scale and global QoL subscores of EORTC-QLQ-C30 were found statistically significantly low. All the GRISS subscores were higher in the patients whose anxiety levels were high. However, statistical significance was observed only in the communication, satisfaction, touch and anorgasmi subscores. All the GRISS subscores were higher in the patients who had high depression level. But the statistical significance was found only in communication, satisfaction, touch and anorgasmi subscores. CONCLUSION: Breast cancer and its long-term adjuvant treatments affect not only the patients' clinical status but also their psychosocial and psychosexual aspects. Therefore, being aware of these aspects and management of them may increase the quality of life of breast cancer patients.
Depression Anxiety; Sexual satisfaction; Quality of life; Breast cancer
AMAÇ: Bu çalışmada premenapozal meme kanserli hastalarda tamoxifenin etkilerini, anksiyete, depresyon, yaşam kalitesi ve cinsel doyumları açısından belirlemek amaçlandı. YÖNTEMLER: Adjuvan tamoxifen kullanan 67 premenapozal meme kanserli bayan çalışmaya dahil edildi ve veriler yüzyüze görüşme sırasında bir dizi formlar kullanılarak toplandı. Çalışmada, sosyo-demografik bilgi formu, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HADS), Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeği (GRCDÖ) ve Yaşam Kalitesi Ölçeği (EORTC-QoL-C30) uygulandı. BULGULAR: Hastaların %46.26'sında depresyon, %40.29'unda yüksek seviyede anksiyete saptandı. Fiziksel, rol, bilişsel, duygusal ve sosyal işlevsellik ve global yaşam kalitesi altskorları, anksiyete seviyeleri yüksek hastalarda düşük bulundu. Depresyon skorları yüksek olan hastalarda, fiziksel işlevsellikve global yaşam kalitesi altskorları dışındaki tüm işlevsellik skalaları istatistiksel olarak düşük bulundu. Anksiyete seviyeleri yüksek olan hastalarda, tüm GRCDÖ altskorları yüksekti. Fakat istatiksel olarak fark sadece iletişim, doyum, dokunma ve anorgasmi altskorlarında gözlemlendi. Depresyon seviyeleri yüksek olan hastalarda tüm GRCDÖ altskorları yüksekti. Fakat istatiksel olarak fark sadece iletişim, doyum, dokunma ve anorgasmi altskorlarında gözlemlendi.SONUÇ: Meme kanseri ve uzun dönemli adjuvant tedaviler, hastaların sadece klinik durumlarını değil psikososyal ve psikoseksüel durumlarını da etkilemektedir. Bu nedenle, bu durumların farkında olunması, meme kanserli hastaların yaşam kalitesini yükseltecektir.
Depresyon Anksiyete; Yaşam kalitesi; Cinsel doyum Meme kanseri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 |