İklim değişikliğinin olası etkilerine
karşı Türkiye’nin fiziki konumuna bakıldığında; potansiyel etkiler açısından
Türkiye’nin risk grubu ülkeler arasında yer aldığı görülmekte ve böylece iklim
değişikliğinin Türkiye’de neden olabileceği sosyo-ekonomik ve çevresel
etkilerin önemi de ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de iklim değişikliğinin
yarattığı ve giderek artan riskler, hükümetlerin ya da özel sektörün yatırım
kararlarında net bir faktör olarak hesaba katılmamaktadır. Fakat değişken ve
belirsizlik içeren iklim koşulları, iklim değişikliğinin etkilerinin
belirginleşmesi için kapsamlı etki analizlerinin yapılması ihtiyacını
doğurmaktadır. İklim değişikliği etki analizlerinin yapılması; Türkiye’de iklim
değişikliğinin çeşitli sektörler ve sosyal kesimlere olan etkilerinin
belirlenmesi, iklim değişikliğine uyum politikalarının fayda ve maliyetlerinin
hesaplanması, iklim değişikliği politikaları konusunda farklı görüşteki
paydaşların uzlaşmalarının sağlanması, belirsizliklerin azaltılması ve dolayısıyla
önceliklerin netleştirilmesi açısından önemlidir.
Denetimsiz büyüyen kentlerin ve onların
yakın çevrelerine verdikleri zararların, küresel ısınma ve çevre kirliliğini
tetikleyen sorun alanlarının başında geldikleri görülmektedir. Bu çalışmada,
Türkiye’de kentleşme olgusunun çevre kirliliği ve kaynak yönetimi ile olan
ilişkisi değerlendirilirken, öncelikle ulusal ve yerel politikalar gözden
geçirilmiş; kentlerde çevresel problemler ve kaynak yönetimi konularının doğru
ortaya konulabilmesi için var olan kentsel çevre altyapı politikaları,
sürdürülebilir kentsel çevre politikaları, ekonomik, toplumsal ve kültürel
politikaları yeniden irdelenmiştir.
Planlama çalışmalarının olumsuz çevresel
etkilerinin en aza indirilmesi amacıyla uygulanması hedeflenen stratejik
çevresel değerlendirme, çevresel etki değerlendirme gibi yöntemler ile
uluslararası anlaşma ve sözleşmeler yürürlüğe konarak; planlama sürecinin
niteliğinin arttırılması, çevre duyarlı planlara ulaşılması ve yerelde halkın
planlama sürecine etkin olarak katılması sağlanmalıdır.
İklim
değişikliğine uyum konusunda suyun önemi yadsınamaz bir gerçek olduğundan; kent
ve su arasındaki koruma kullanma dengesinin sağlanmasına yönelik uyumlu
stratejiler geliştirebilmek için; üst ölçekte uyum politikaları geliştirilerek
işbirliği teşvik edilmeli, ortak amaçlar tanımlanarak paydaşları bir araya
getirecek bilgi paylaşım platformları organize edilmelidir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 1 |