Özbekistan’da yer alan Semerkant kenti, coğrafi olarak ülkenin güneydoğusunda konumlanır. Köklü bir tarihe sahip olan Semerkant, yerleşim yeri olma niteliğini daimi surette koruması açısından Orta Asya’nın en eski kentidir. Uzun tarihsel süreçte kent, birçok İmparatorluğun merkezi olmuş, birçok hakana, sultana, krala ve idareciye ev sahipliği yapmıştır. Burada hüküm süren devletlerin ve yöneticilerin kente eğitim, mimari, sanat ve kültür alanında yapmış olduğu katkıları halen görebilmek mümkündür. Ilıman ve yağışlı bir iklime sahip olması kentin daima cazibe merkezi olmasını sağlamıştır. Dolayısıyla insanların yerleşmeyi ve yaşamayı tercih ettikleri bir bölge olarak öne çıkmıştır. Doğu’yu Batı’ya bağlayan tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanmış olması şehrin kültürel çeşitliliğine, ekonomik zenginliğine katkı sağlamıştır. Aslında bu yönleriyle kent bir “medeniyet beşiği” olarak anılabilir. Bütün bunlarla birlikte birbirinden farklı kültürel unsurlara yer vermesi kentin kültürel anlamda zenginleşmesine yol açmıştır. Bu bağlamda Semerkant’ın tarihine göz atıldığında Yahudilik, Mecusilik, Budizm, Hıristiyanlık, Maniheizm ve İslam gibi dinlerin tarihsel süreç içerinde kentte yaşama fırsatı bulduğu görülecektir. Özellikle İslam bilim ve düşünce tarihi açısından önemli simaların kentte yetişmesi kentin bir bilim merkezi haline gelmesine yol açmıştır. Başla İslam olmak üzere bütün bu dinler değişik yönleriyle kentin kültürel açıdan zenginleşmesine katkı sağlamışlardır. Bütün bu hususlar kentin önemli bir ticaret, kültür ve eğitim merkezi olarak adının duyulmasına vesile olmuştur. Biz bu makalemizde (i) Semerkant kentinin kültürel yapısının tarihsel açıdan teşekkül sürecini (ii) kentin kültürel yapısının temel unsurlarını (iii) kentte yaşayan etnik ve dini unsurların yaşama tecrübesini ve onların bariz yönlerini ortaya koymayı hedeflemekteyiz.
Özbekistan’da yer alan Semerkant kenti, coğrafi olarak ülkenin güneydoğusunda konumlanır. Köklü bir tarihe sahip olan Semerkant, yerleşim yeri olma niteliğini daimi surette koruması açısından Orta Asya’nın en eski kentidir. Uzun tarihsel süreçte kent, birçok İmparatorluğun merkezi olmuş, birçok hakana, sultana, krala ve idareciye ev sahipliği yapmıştır. Burada hüküm süren devletlerin ve yöneticilerin kente eğitim, mimari, sanat ve kültür alanında yapmış olduğu katkıları halen görebilmek mümkündür. Ilıman ve yağışlı bir iklime sahip olması kentin daima cazibe merkezi olmasını sağlamıştır. Dolayısıyla insanların yerleşmeyi ve yaşamayı tercih ettikleri bir bölge olarak öne çıkmıştır. Doğu’yu Batı’ya bağlayan tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanmış olması şehrin kültürel çeşitliliğine, ekonomik zenginliğine katkı sağlamıştır. Aslında bu yönleriyle kent bir “medeniyet beşiği” olarak anılabilir. Bütün bunlarla birlikte birbirinden farklı kültürel unsurlara yer vermesi kentin kültürel anlamda zenginleşmesine yol açmıştır. Bu bağlamda Semerkant’ın tarihine göz atıldığında Yahudilik, Mecusilik, Budizm, Hıristiyanlık, Maniheizm ve İslam gibi dinlerin tarihsel süreç içerinde kentte yaşama fırsatı bulduğu görülecektir. Özellikle İslam bilim ve düşünce tarihi açısından önemli simaların kentte yetişmesi kentin bir bilim merkezi haline gelmesine yol açmıştır. Başla İslam olmak üzere bütün bu dinler değişik yönleriyle kentin kültürel açıdan zenginleşmesine katkı sağlamışlardır. Bütün bu hususlar kentin önemli bir ticaret, kültür ve eğitim merkezi olarak adının duyulmasına vesile olmuştur. Biz bu makalemizde (i) Semerkant kentinin kültürel yapısının tarihsel açıdan teşekkül sürecini (ii) kentin kültürel yapısının temel unsurlarını (iii) kentte yaşayan etnik ve dini unsurların yaşama tecrübesini ve onların bariz yönlerini ortaya koymayı hedeflemekteyiz.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 5 Nisan 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 5 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 8 Sayı: 2 |