In the Post-Truth era, where people's personal values and thoughts are accepted as reality and there is no need to try to reach the truth by rational reasoning, people aim to produce, spread and have their own reality accepted by using the power of new media tools in line with their beliefs, emotions and sensitivities. Every news content produced in the media is created for an ideological or commercial purpose. In this regard, new media actors aiming to determine people's ideas and opinions use many methods such as disinformation and fake news. Therefore, in the post-truth era, it becomes even more important for users in the new media ecosystem to have new media literacy skills. This research is significant in emphasizing that individuals can only become aware of the cognitive biases preventing them from accessing the truth by developing new media literacy skills. In this study, 528 university students with different demographic characteristics were included in the study by adopting the maximum diversity sampling approach. The new media literacy levels of the participants were examined using the Relational Screening Model, which is a quantitative research design. The aim of the study is to determine which demographic characteristics significantly differ in terms of new media literacy skills. While interpreting the data, an attempt was made to prepare suggestions for the solution of the problem by making inferences about the future of the post-truth era, the social threats it may cause, and the efficiency of efforts to reduce these threats.
Post Truth New Media New Media Literacy Post-Modernism Fake News
İnsanların kişisel değer ve düşüncelerinin gerçeklik olarak kabul edildiği ve rasyonel akıl yürüterek gerçeğe ulaşma çabasına ihtiyaç duyulmayan Post-Truth çağda insanlar inançları, duyguları ve hassasiyetleri doğrultusunda yeni medya araçlarının gücünü kullanarak kendi gerçekliğini üretme, yayma ve kabul ettirmeyi amaçlamaktadır. Medyada üretilen her haber içeriği ideolojik ya da ticari bir amaç doğrultusunda oluşturulur. Bu doğrultuda insanların fikir ve kanaatlerini belirlemeyi amaçlayan yeni medya aktörleri dezenformasyon ve sahte haber gibi pek çok yöntemi kullanmaktadır. Dolayısıyla hakikat ötesi çağda, yeni medya ekosisteminde yer alan kullanıcıların yeni medya okuryazarlığı becerilerine sahip olması çok daha önem kazanmaktadır. Bu araştırma insanların hakikate ulaşmalarını engelleyen bilişsel önyargılarının farkına varabilmeleri ancak yeni medya okuryazarlığı becerilerini geliştirmeleri ile mümkün olabileceğini vurgulaması açısından önemlidir. Çalışmada farklı demografik özelliklere sahip 528 üniversite öğrencisi maksimum çeşitlilik örneklem yaklaşımı benimsenerek çalışmaya dahil edilmiştir. Nicel bir araştırma deseni olan İlişkisel Tarama Modeli kullanılarak katılımcıların yeni medya okuryazarlığı düzeyleri incelenmiştir. Çalışmanın amacı yeni medya okuryazarlığı becerilerinin hangi demografik özelliklere göre anlamlı farklılık gösterdiğini tespit etmektedir. Veriler yorumlanırken post truth çağın geleceğine yönelik tahminlere, yol açabileceği toplumsal tehditlere ve bu tehditleri azaltmaya yönelik çabaların verimliliğine ilişkin çıkarımlar yaparak, sorunun çözümüne ilişkin öneriler hazırlanmaya çalışılmıştır.
Post Truth Yeni Medya Yeni Medya Okuryazarlığı Post-Modernizm Sahte Haber
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 15 Sayı: 4 |
0216 355 56 19 WhatsApp numarasıyla iletişime geçebilirsiniz.
Bu dergideki makaleler Creative Commons Atıf-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.