Yirminci yüzyılın başlarında Osmanlının Tanzimat’tan bu yana süren yenileşme hareketleri artık neticelerini vermeye başlasa da toplum içinde geleneğe sıkı sıkıya bağlı bir kesim varlığını sürdürmektedir. Teknolojik gelişmeler ve dünya milletleri içinde oluşan yeni kurumlar yenilikleri bir zorunluluk haline getirir. Osmanlı aydını değişimden payını alırken devletin varlığını ve gelişimini sürdürebilmesi için nasıl bir modernleşmenin tam olarak yürürlüğe sokulması gerektiği hala bazı fikir akımları çerçevesinde tartışılan bir durumdur. Mehmet Akif Ersoy, eskiyi muhafaza edip geleneğe sahip çıkarak modernleşmenin mümkün olduğunu ileri süren ve eserlerinde bu yenileşmenin nasıl gerçekleşeceğine dair kuramsal nitelikte reformlar sunan en önemli aydınlardan biridir. Edebî eserlerinde bir düşünce adamının içinde var olduğu toplumu sıkıntılı anlardan kurtarma kaygısı bütün açıklığı ile kendini gösterir. Amacı sadece güzellik duygusu uyandıracak şiirler yazmak değildir. Şiiri, toplumu uyandırmak için bir araç olarak düşünür. Mithat Cemal Kuntay, Akif’e göre eskiyi koruyarak yenileşmenin çokta mümkün olmadığını ileri süren Batılılaşma yanlısı bir aydın profili sergiler. Yaşadıkları dönemin önemli olaylarına tanıklık eden bu iki aydının dostluğu modernleşme sürecimiz ile ilgili bizi aydınlatması açısından incelemeye değerdir.
Mehmet Akif Ersoy Mithat Cemal Kuntay Modernizm Batılılaşma Değişim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 2 |