İnsanoğlunun teknolojiye olan merakı her alandaki gelişim sürecini tetikleyen önemli bir unsurdur. Her ne kadar insan ve teknoloji arasındaki etkileşim insanlık tarihi kadar eski olsa da; devrimsel nitelikteki dönüşüm için bilgisayarların icadını beklemek gerekmiştir. Bilgisayarların icadı ile teknoloji hızlı bir gelişim sürecine girmiştir. Teknolojinin gelişimi ve dijital yenilikler ile birlikte insanlık, dijital çağa adapte olmaya çalışmaktadır. Hayatın her alanına etki eden teknoloji, dijital dönüşüm sürecinde sanal ile gerçek arasındaki farkı azaltmaktadır. Bu bağlamda yeni bir kavram olarak karşımıza çıkan sanal gerçeklik, kullanıcılara var olan ortamın ötesini sunmaya, merak ve heyecan duygusunu yaşatmaya, onları zaman ve mekân kavramları yönünden pasif rolden aktif role geçirerek yeni bir iletişim ortamı sunmaya çalışmaktadır. Özellikle mekân kavramı, somut ve soyut olarak nitelendirilmekten çıkmakta, dijital ortamın dönüşümünü tamamlayarak paralel evrene açılan bir kapı noktasına gelmektedir. Çalışmanın amacı, sanal gerçeklik bağlamında ve sanatsal ortamlar bakımından zaman ve mekân kavramlarının nasıl ortadan kalktığı sorusuna yanıt aramaktır. Bu amaç doğrultusunda araştırma yöntemi olarak, sanal çevrimiçi resim sergileri ve sanal müzelerin yanı sıra yeni bir kavram olan NFT’ler de kapsam içerisine alınarak betimsel analiz ile inceleme yapılmıştır. Çalışma sonucunda, sanatın dijitalleşmenin etkisi ile sanal ortamlara taşındığı ve dijitalleşmenin getirdiği yenilikler ile gelişimini sürdüren sanal gerçekliğin, çevrimiçi resim sergileri, sanal müzeler ve NFT başlıkları ile sanat üretimi ve tüketiminde olanakları artırdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Güzel Sanatlar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 20 |