Bu çalışma, Henri Bergson’un sanat anlayışını felsefi bağlamda ele alarak onun estetik düşüncesini irdelemeyi amaçlamaktadır. Bergson doğrudan estetik üzerine bir eser kaleme almamış olsa da onun felsefesindeki, sezgi, yaratma, özgürlük ve süre kavramları sanatla güçlü bir ilişki içerisindedir. Eserlerinin bütünlüklü yapısı ve sanatsal üslubu, onun felsefesinin aynı zamanda estetik bir boyut taşıdığını göstermektedir. Üslubunun edebi gücü, ona 1927 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazandırmıştır. Bergson felsefesindeki sanatsal içeriği, birçok eserinde kullanmış olduğu sanatsal metaforlarla da görmekteyiz. Bergson’un sinema metaforu, felsefesinde önemli bir yere sahiptir. O, zekanın hareketi algılamaya çalışmasının bir sinema filminde olduğu gibi birbirinden kopuk karelerin peşi sıra dizilmesi şeklinde olduğunu savunmuştur. Bergson’a göre, bir film, aslında durağan fotoğraf karelerinin art arda sıralanmasıyla oluşturulmasına rağmen biz onu kesintisiz bir hareket olarak görürüz. Benzer şekilde, insan zekası zamanı ve hareketi, gerçekte oldukları gibi akış halinde değil, kesintili ve bölünmüş parçalar halinde kavrar. O, bu durumun gerçekliği tam olarak yansıtmadığını savunmuş ve bunun sanat ile felsefe açısından önemli sonuçları olduğunu belirtmiştir. Bergson’a göre zeka, sürekli değişen ve yaratıcı bir biçimde yenilenen gerçekliği kavramaya yeterli değildir, bu yüzden sezgiye ihtiyaç vardır. Sanat ise tam da bu noktada devreye girer. Gerçek sanat, zekanın sınırlamalarını aşarak sezgi yoluyla varlığın sürekli oluş halini yakalayabilir ve onu özgün bir biçimde ifade edebilir. Bu nedenle sanat, tıpkı yaşamın kendisi gibi yaratıcı ve yenilikçi bir süreçtir. Bergson’un felsefi yaklaşımı, sanatın özünü yaratma, yenilik ve özgünlük bağlamında değerlendirmiştir. Sanatçının eseri, yaşamın kendisi gibi sürekli bir yenilik ve oluş sürecinin ürünü olarak görülmelidir. Böylece, onun epistemolojisi ve ontolojisiyle uyumlu bir estetik anlayış geliştirdiği savunulabilir. Özetle bu çalışma, Bergson’un sanat ile felsefeyi ayrılmaz bir bütün olarak ele alışını ortaya koyarak, sezgi, yaratma, özgürlük ve süre kavramlarının sanatsal süreçte nasıl hayati rol oynadığını göstermeyi amaçlamaktadır. Böylece Bergson’un, sanatı yalnızca bir estetik mesele olarak değil, aynı zamanda gerçekliği kavrama ve ifade etme biçimi olarak nasıl konumlandırdığı ortaya konacaktır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Geleneksel Türk Sanatları (Diğer) |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 6 Mayıs 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 15 Mart 2025 |
| Kabul Tarihi | 5 Mayıs 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 24 |