In terms of learning and understanding the Qur’ān, the sahāba served as students to the Prophet, Muhammad while the tābi‘īn served as students to the sahāba. In particular, the correct understanding of the time period in which the sahāba and the tābi‘īn lived together is important for understanding the history of Islamic thought and the basic Islamic sciences with the right perspective. Many academic studies such as theses and articles on the history of tafsīr have addressed the tafsīr activities of the tābi‘īn era. In these, the period has been examined either in general terms or through certain cities or individuals. Some of them include titles or examples within the scope of dirāyah. However, in order to understand the development of tafsir correctly and to eliminate misreadings, it is expected that there will be dozens of studies that focus on the role of dirāyah in the period in question and that draw attention directly and visibly. Unfortunately, the number of studies we have on this vital issue is very few. The main goal of this article is to draw attention to the fact that tafsīr, including the tābi‘īn era, has been an activity carried out with dirāyah since its beginning and to raise awareness. In this context, it is to argue that dirāyah played an intense role in tafsīr in the tābi‘īn era as in every period. It is to demonstrate with examples that in the period of tābi‘īn, reason, judgment, criticism, preference, new interpretations and explanations had a great place in the activity of tafsīr. It is to point out the misreadings and misconceptions that occurred due to orientalist influence as well as lack of information, that tafsīr was almost entirely based on riwāyah in the first centuries, and that tafsīr by ra’y was largely avoided. The tābi‘īn era is accepted as the time of the “establishment” or “formation” of Islamic sciences. This cannot be expected to happen without dirāyah, ijtihād, istinbāt and ra’y. The fact that the Qur’ān began to be interpreted verse by verse, the formation of schools of tafsīr with different characters, and the increase in disagreements and discussions show that dirāyah played a very important role in that period. The importance given to riwāyah is related to the loyalty to the Qur’ān, the sunnah, the sahāba and the unique value given to the information coming from them. However, the tābi‘īn exegetes, who knew very well that riwāyah alone could not be sufficient, never avoided ra’y except in matters of the unseen. While interpreting the verses, the different explanations given by the sahāba, the choices made between different views, the use of metaphorical meanings, the characteristics of the Arabic language, the use of elements such as poetry, logic, relations and simile, show the prominent place of dirāyah in tafsīr during the period of the tābi‘īn.
It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
The author(s) acknowledge that they received no external funding in support of this research.
yok
Kur’ân’ı öğrenme ve anlama hususunda sahâbe Hz. Peygamber’e, tâbiînin ise sahâbeye talebelik yapmıştır. Özellikle ashâb ve tâbiînin birlikte yaşadığı zaman diliminin iyi kavranması, İslâm düşünce tarihinin ve temel İslâmî ilimlerin de doğru perspektifle anlaşılması için önem arz etmektedir. Çok sayıda tez ve makale gibi akademik çalışmada tâbiîn devri tefsir faaliyetleri konu edinilmiştir. Bunlarda dönemin incelenmesi ya genel hatlarıyla ya da bazı şehir yahut kişiler üzerinden yapılmıştır. Bir kısmında, dirâyet kapsamındaki başlık veya örneklere yer verilmiştir. Fakat tefsirin gelişiminin doğru anlaşılması ve diğer taraftan yanlış okumaların ortadan kalkması için söz konusu dönemde dirâyetin rolüne odaklanan, doğrudan dikkat çeken onlarca araştırma olması beklenir. Ancak bu kadar hayati önemdeki meseleyle ilgili elimizdeki çalışmaların sayısı çok azdır. Bu makalenin ana hedefi, tâbiîn devri dahil tefsirin, başlangıcından itibaren dirâyetle gerçekleşen bir faaliyet oluşuna dikkat çekmek ve farkındalık sağlamaktır. Bu bağlamda, tefsirde dirâyetin her dönemki gibi tâbiîn devrinde de yoğun olarak yer aldığını savunmaktır. Tâbiîn döneminde, tefsir faaliyetinde aklın, muhakemenin, tenkidin, tercihin, yeni yorum ve açıklamaların oldukça fazla yer tuttuğunu örnekleriyle ortaya koymaktır. Bilgi yetersizliği yanında oryantalist etki nedeniyle oluşan, tefsirin ilk asırlarda neredeyse tamamen rivâyete dayandığı, re’y ile tefsirden kahir ekseriyetle sakınıldığı şeklindeki yanlış okuma ve telakkilerin yanlışlığına işaret etmektir. Tâbiîn devri, İslâmî ilimlerin “kuruluş” veya “teşekkül” zamanı kabul edilmektedir. Bunun, dirâyet, içtihât, istinbât, re’y olmadan gerçekleşmesi beklenemez. Kur’ân’ın âyet âyet baştan sona tefsir edilmeye başlanması, farklı karakterlere sahip tefsir okullarının oluşması, ihtilafların ve tartışmaların çoğalması, söz konusu dönemde dirâyetin rolünün çok fazla olduğunu göstermektedir. Rivâyete verilen önem, Kur’ân’a, sünnete, sahâbeye bağlılık ve onlardan gelen bilgilere verilen benzersiz değerle ilgilidir. Fakat sadece rivâyet ile yetinilemeyeceğini çok iyi bilen tâbiîn müfessirleri, gaybî konular dışında re’yden asla kaçınmamıştır. Âyetler yorumlanırken, sahâbeden farklı izahlar yapılması, muhtelif görüşler arasında tercihlerde bulunulması, mecâzî anlamlara yönelinmesi, Arapçanın özellikleri, şiir, mantık, münasebât, siyâk gibi unsurların kullanımı, tâbiîn döneminde dirâyetin tefsirdeki belirgin yerini göstermektedir.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
Bu araştırmayı desteklemek için dış fon kullanılmamıştır.
yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Karşılaştırmalı Dini Araştırmalar, Tefsir |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Proje Numarası | yok |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 15-16 |
Akademik-Us Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.