Bu araştırmada çini terimi, geleneksel Türk seramiği anlamında kullanılmaktadır. Türk çini sanatının zirve dönemi, İznik üretiminin 16. yüzyıla tarihlenen evresidir. Bu çiniler, ana bileşenini kuvarsın oluşturduğu Orta Doğu menşeli seramik teknolojisinin en rafine hali ve o dönem itibariyle gerçek porselenin en başarılı taklitlerinden biridir. 18.yüzyıla varıldığında İznik’teki çini üretimi yok olmaya yüz tutarken, üretim teknolojisindeki sırlar da unutulur. Cumhuriyet Türkiye’si, çiniye, Türk ulusunun sanat gücünü kanıtlayan, mazinin iftihar edilen bir unsuru gözüyle bakar. Bu doğrultuda onun “Türk’ün öz malı bir sanat” olduğu düşüncesi ısrarla vurgulanır. Bu bakış açısı, Cumhuriyetin kurucu ilkelerinden uzaklaşılması paralelinde zaman içinde aşınsa da, kabaca 1980 yılına kadar devam eder. Türkiye’nin 1980 sonrasında keskin biçimde değişen sosyo-ekonomik ve kültürel ortamında çiniciliği İslami bir sanat olarak görmek eğilimi gelişmeye ve yerleşmeye başlar. Türk çiniciliğin kimliği ya da tarihsel bağlamının neresi olduğu dair yargılar, ayrı bir tartışma konusudur. Fakat Cumhuriyetin temelini oluşturan ulus-devlet fikrinin yıllar içinde, özellikle 80 sonrasında nasıl aşındığının çinicilik üzerinden bile izlenebileceği aşikârdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 14 Sayı: 26 |
Akdeniz Sanat'ın 2025 Ocak sayısı (cilt: 19 sayı: 35) için makale gönderimi 15-31 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Sonraki sayımız için ilgili tarihler duyurulacaktır.
Makale gönder butonu Google Chrome tarayıcısında hata verebilmektedir. Farklı bir tarayıcı kullanmanız halinde sorun çözülmektedir.
Akdeniz Sanat Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.