Anxiety could be described as an abnormal, unsubstantiated condition of fear and uneasiness with accompanying somatic symptoms. Pathological anxiety decision ensues; disproportion in between the level of stimulant and the evolving anxiety, exhibiting an increasing pattern in time instead of a steady or a decreasing one, preponderance of physical symptoms of anxiety in clinical picture, inconvenience of anxiety and functional impairment. Anxiety is both a psychological and a physiological condition with cognitive, somatic, emotional and behavioral components. Anxiety disorders are among the most common psychological disorders (25%). American National Comorbidity Survey data demonstrates a prevalence rate between 19.2% and 30.5%, in male and female genders respectively. Interaction in between biological and psychosocial factors might explain gender differences in anxiety disorders. Gender specific demographical traits should hold a clinician vigilant for comorbidity, symptom representation, severity and different aspects of the disorder. The choice of intervention and gender specific concerns is thus dealt with vigorous anticipation. In this compilation, studies regarding the distribution and differences in symptoms of anxiety disorders according to gender are reviewed.
Anksiyete somatik belirtilerin eşlik ettiği, normal dışı, nedensiz bir tedirginlik ve korku hali olarak tanımlanabilir. Anksiyetenin patolojik olduğuna karar verebilmek için, uyaranın şiddeti ile ortaya çıkan anksiyetenin orantılı olmaması, zamanla azalmak yerine değişmemesi ya da şiddetlenmesi, klinik tabloya ağırlıklı olarak anksiyetenin fiziksel belirtilerinin hakim olması, anksiyeteye katlanılamaması ve işlevselliğin bozulması gerekir. Anksiyete bilişsel, somatik, duygusal ve davranışsal bileşenleri olan ruhsal ve fizyolojik bir durumdur. Anksiyete bozuklukları en yaygın ruhsal bozukluklardandır. Amerikan Ulusal Eştanı Çalışması verilerine göre yaşam boyu sıklık oranları kadınlarda %30,5, erkeklerde %19,2'dir. Biyolojik ve psikososyal etkenlerin birbirlerini etkileyerek anksiyete bozukluklarında cinsiyetler arasındaki farklılıklara neden oldukları düşünülebilir. Klinik bir bakış açısıyla cinsiyete özgü demografik özellikler eştanı, belirtilerin temsili, ciddiyeti ve bozukluğun değişik görünümleri konusunda klinisyeni uyanık tutar. Tedavide hangi tür girişimin seçileceğini ve cinsiyetle ilişkili hangi noktaların göz önünde tutulacağını öngörmesini sağlar. Bu derlemede, anksiyete bozukluklarında cinsiyete göre belirtilerin dağılımı ve farklılıkları ile ilgili çalışmalar gözden geçirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 22 Sayı: 4 |