Osmanlı Devleti kurulduğu günden itibaren doğal olarak denizle içli dışlı olmuş ve dünyadaki donanma faaliyetleri yakinen takip etmiştir. Bu takip süreci her zaman donanma konusunda öncü kuvvet olmasını sağlamadığı gibi, genelde Avrupa’da yaşanan teknolojik değişimleri takip etmekten ibaret olmuştur.
Osmanlı Devleti, Avrupa’da yaşanan bu teknolojik gelişmeleri diğer dünya devletleri gibi ilgi ile takip etmiş ve bu yarışta yer almaya çalışmıştır. Hatta donanmanın Avrupa devletlerinin donanmalarına göre ıslah edilmesi fikri XVIII. yüzyılda vücut bulmuş ve XIX. yüzyılda da devam etmiştir. XVIII. yüzyılın başı ile Avrupa’nın teknik üstünlüğü kabul edilmiş ve III. Selim ile birlikte seri ıslahat hareketleri başlamıştı.
Osmanlı devleti donanması söz konusu olduğunda II. Abdülhamid devri ve özellikle onun saltanatının ikinci yarısı Osmanlı Devleti için çok kritik bir dönüm noktasıdır. Sultan II. Abdülhamid halefi Sultan Abdülaziz’den nicelik olarak çok büyük bir donanma teslim almış olmasına rağmen bu envanterin nitelik açısından bir ehemmiyeti yoktu. Bu bağlamda Sultan II. Abdülhamid öncelik olarak donanmadaki gemi sayısının verimli hale getirilmesi ve etkin bir biçimde kullanılmasına önem gösterdi. Bu uygulamayı da genellikle Avrupa devletlerinde donanmada görev almış, teknik bilgi birikimi yüksek uzmanlarla hayata geçirmeye çalışmıştır.
Bu çalışmada Sultan II. Abdülhamid tahta çıktığında var olan donanmanın durumu, bu envanterin kullanım şekli ve yabancı uzmanların donanma ve modernleşme üzerine etkilerini inceleyeceğiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Anadolu Mecmuası Creative Commons Atıf-Gayri Ticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.