Amaç: Bu çalışma, gebe kadınların COVID-19 süreci sırasında belirsizliğe tahammülsüzlüğünü belirlemek amacıyla yapıldı.
Yöntem: Çalışmanın örneklemi bir devlet hastanesinin gebe polikliniklerine başvuran 427 gebe oluşturmuştur. Veriler, Tanıtıcı Bilgi Formu ve Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği (BTÖ) kullanılarak toplanmıştır. Veri toplama araçları, araştırmaya katılmayı kabul eden gebelere çevrimiçi görüşme yöntemi ile uygulanmıştır.
Bulgular: Gebelerin BTÖ ortalama puanı 71.59 ± 13.69'dur. COVID-19 (+) olan bir bireyle temas kuranların ve COVID-19 olmamasına rağmen hastalık semptomları olanların daha yüksek BTÖ ortalama puanlarına sahip oldukları bulundu (p< .05). Gebe kadınların sosyodemografik ve obstetrik özellikleri ile BTÖ ortalama puanları arasında anlamlı bir fark olmadığı belirlendi (p> .05). Gebeliğin ilk üç ayında; ilk kez gebe kalanların; kız bebek bekleyen gebelerin ve primigravidaların daha yüksek BTÖ skorlarına sahip oldukları belirlendi (p< .05). Aynı zamanda COVID-19 salgın sürecinin gebelerin belirsizliğe tahammülsüzlüğünü etkilediği, daha yüksek puana sahip gebelerin ise daha fazla belirsizlik, kaygı ve stres yaşadığı belirlendi (p <.05).
Sonuçlar: Sonuçlar, belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyinin, gebelik sayısı, parite, fetüsün cinsiyeti ve COVID-19 süreçleri gibi riskli ve bilinmeyen süreçlerden etkilendiğini göstermektedir.
COVID-19 belirsizliğe tahammülsüzlük ebelik gebelik belirsizlik
Aim: This study was conducted to determine the intolerance of pregnant women to uncertainty during the COVID-19 process.
Methods: The sample of the study was conducted with 427 pregnant women who applied to pregnant outpatient clinics of a public hospital. The data were collected using an Introductory Information Form and the Intolerance of Uncertainty Scale (IUS). Data collection tools were applied to pregnant women who agreed to participate in the study by online interview method.
Results: Pregnant women have an IUS mean score of 71.59±13.69. It was found that those who came into contact with an individual with COVID19 (+) and those with disease symptoms despite the absence of COVID-19 had higher IUS mean scores (p< .05). It was determined that there was no significant difference between the sociodemographic and obstetric characteristics of pregnant women and the IUS mean scores (p> .05). In the first trimester of pregnancy; getting pregnant for the first time; It was determined that pregnant women expecting a female baby and primigravid had higher IUS scores (p< .05). At the same time, it was determined that the COVID-19 epidemic process affected the intolerance of pregnant women to uncertainty, and pregnant women with higher scores experienced more uncertainty, anxiety, and stress (p< .05).
Conclusion: The results show that the level of intolerance to uncertainty is affected by risky and unknown processes such as the number of pregnancies, parity, and the gender of the fetus as well as the COVID-19 processes.
COVID-19 intolerance of uncertainty midwifery pregnancy uncertainty
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ebelik (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License