Amaç: Araştırma cerrahi hastalarının COVID-19 anksiyete düzeyleri ile mizah tarzları arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı ilişkisel tipte yapıldı.
Yöntem: Bu araştırma Şubat 2021 ile Ekim 2021 tarihleri arasında tamamlandı. Araştırmanın örneklem büyüklüğü 176 olarak belirlendi. Toplam 179 hastaya ulaşıldı. Verilerin toplanmasında Tanıtıcı Özellikler Formu, Koronavirüs Anksiyete Ölçeği ve Mizah Tarzları Ölçeği kullanıldı. Verilerin analizinde SPSS 25 programı kullanıldı ve t testi, ANOVA, Duncan çoklu karşılaştırma (post-hoc) testi, Çoklu Doğrusal Bağlantı analizi, regresyon ve korelasyon yapıldı. Gerekli etik izin ve kurum izni alındı.
Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların düşük düzeyde COVID-19 anksiyetesi (8.581±5.092) yaşadığı belirlendi. Hastaların kendini geliştirici mizah ve kendini yıkıcı mizah puanları ile COVID-19 anksiyete puanları arasında pozitif yönde düşük düzeyde istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu (p<0.05) belirlendi. Hastaların aldığı COVID-19 anksiyete puanının %12.7’sinin (R2= 0.127) kendini yıkıcı mizah puanı tarafından açıklandığı belirlendi.
Sonuçlar: Araştırma sonucu kendini yıkıcı mizah tarzı kullanımının COVID-19 anksiyetesi için önemli bir değişken olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan cerrahi hemşireleri hastaların pandemi döneminde yaşadığı COVID-19 anksiyetesini ve arttıran faktörleri belirlemelidirler. Ayrıca COVID-19 anksiyetesinin cerrahi hastası üzerine etkileri bilinmeli ve COVID-19 anksiyetesinin belirlenmesi durumunda gerekli hemşirelik girişimleri uygulanmalı ve sonuçları izlenmelidir.
Aim: The study was conducted in a descriptive relational type to examine the relationship between the COVID-19 anxiety levels and humor styles of surgical patients.
Methods: The research was completed between February 2021 and October 2021. The sample size of the study was determined as 176. A total of 179 patients were reached. The Descriptive Characteristics Form, the Coronavirus Anxiety Scale, and the Humor Styles Scale were used to collect the data. SPSS 25 program was used in the analysis of the data and t test, ANOVA, Duncan multiple comparison (post-hoc) test, Multiple Linear Linkage analysis, regression and correlation were performed. Required ethical and institutional permissions were obtained.
Results: It was determined that the patients participating in the study had a low level of COVID-19 anxiety (8.581±5.092). There was a positive low statistically significant relationship between self-enhancing humor and self-destructive humor scores and COVID-19 anxiety scores. (p<0.05) was determined. It was calculated that 12.7% (R2= 0.127) of the COVID-19 anxiety score of the patients was explained by the self-destructive humor score.
Conclusion: The result of the research shows that the use of self-destructive humor style is an important variable for COVID-19 anxiety. In this regard, surgical nurses should determine the COVID-19 anxiety experienced by the patients during the pandemic period and the factors that increase it. In addition, the effects of COVID-19 anxiety on the surgical patient should be known, and in case of detection of COVID-19 anxiety, necessary nursing interventions should be applied and the results should be monitored.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hemşirelik (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 1 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License