Burada iki gün süren sempozyumda sunulan bildirilerin genel bir değerlendirmesini yapmayı düşünmüyorum. Zaten benden önceki konuşmacılar bunu gayet iyi yaptılar. Bunun yerine, Avrupa Birliği Anayasası Taslağı ile Türk Anayasası’nın dayandıkları siyasal felsefeyi ve özellikle de bu iki belgenin yansıttıkları demokrasi anlayışlarını genel hatlarıyla karşılaştırmaya çalışacağım. Bu amaçla, önce Avrupa Anayasası’nın tamamlanmamış bir proje olan Avrupa Birliği açısından ne anlama geldiğine değineceğim, sonra da Türkiye’nin bu projedeki yeri ve Türk Anayasası’nın Avrupa Anayasası’yla uyum sorununu tartışmaya açacağım. Hemen belirtmek gerekir ki, her iki anayasanın da siyasal model tercihi liberal demokrasidir. Her iki anayasanın da en temel sorunlarından birisi “demokrasi açığı” democratic deficit dır. Aşırı bürokratikleşme ve merkezileşme her iki siyasal mekanda da demokratik katılım eksikliğini doğurmaktadır. Ancak görünüşteki bu benzerliğe rağmen, AB ile Türkiye’nin demokrasi merkezli sorunlarının dinamikleri farklıdır. Bu farklılıklar, birbiriyle uyuşması zor iki farklı demokrasi anlayışına yol açmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 21 Sayı: 1 |