Anayasadaki “sivil toplum” ilkesi, milyonlarca üyesi bulunan ve 1980’li yıllarda gerçekleştirdiği barışçıl, demokratik ve toplumsal hareket ile ülkede tek kurşun atılmaksızın komünist sistemin devrilmesini sağlayan “Solidarity Dayanışma ” hareketine atıf yapmaktadır. Bu ilke aynı zamanda, kişilikçi doktrini de esas almaktadır. Kişilikçi doktrinde, insan onuru ve özgür iradenin doğuştan geldiği ve vazgeçilmez nitelikte olduğu kabul edilmekte; bir yandan başka insanların özgürlüklerini gözetirken bir yandan da kişisel özgürlüklerini kullanarak kendisini gerçekleştirmeye çalışan bireylerin oluşturduğu topluluk sivil toplum olarak tanımlanmaktadır. Sivil toplum, bireylere ve ait oldukları farklı topluluklara siyasal ihtiyaçlar da dahil olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını kendi sorumlulukları dahilinde giderebilmeleri için gerekli olanakları sağlar. Sivil toplumun temel özelliği, sivil toplumu oluşturan farklı birimlerin iktidar-merkezli ya da çıkar-merkezli olmayan biçimde yarışma özgürlüğüne sahip olmasıdır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 28 Sayı: 1 |