Bu makalede yasama sorumsuzluğu konusunda Türk anayasa hukuku
literatüründeki görüşler güncel içtihatlar ışığında gözden geçirilmekte ve
bir analiz sunulmaya çalışılmaktadır. Makaledeki temel bulgu, mutlak
gibi görünen yasama sorumsuzluğunun gerçekte hiç de öyle olmadığıdır.
Yasama sorumsuzluğu dört yönden aşınmıştır: (1) Yasama sorumsuzluğu,
AYM içtihatlarıyla hukuk davalarına etki göstermemekte, bu da
muhalefet mensuplarının yüksek tazminatlarla karşı karşıya kalmasına
neden olmaktadır. (2) Yasama sorumsuzluğu, TBMM’nin belirsiz
İçtüzük hükümleri ve bu hükümlerin keyfî uygulanması nedeniyle idari
yaptırımlar karşısında yeterli korumayı sağlayamamaktadır. (3) Ceza
davalarında ise yasama sorumsuzluğu, bir yandan özellikle güvenlik
tedbirlerinde yeterince dikkate alınmaması diğer yandan salt düşünce
açıklamasına dayalı suçlarda yasama dokunulmazlığının istisnaları
nedeniyle aşınmıştır. (4) 2016 yılında kabul edilen geçici madde 20’de,
yasama sorumsuzluğunun koruyuculuğunu aşındırmıştır.
Yazar ayrıca yasama sorumsuzluğunun istisnaları konusunda,
öğretide süregelen kabullerin ötesinde yeni bir istisnalar listesi
sunmuş ve bunu öğretinin tartışmasına açmıştır. Buna göre istisnalar
şu şekildedir: (i) milletvekillerinin sözlerinin (siyasi parti kapatma
davalarında) yaptırıma tabi olabilmesi, (ii) orman tahribi propagandası yasağı, (iii) İçtüzük’te öngörülen disiplin yaptırımları ve (iv) dışarıda
yineleme yasağı. Dışarıda yineleme yasağı Meclis’in bu konuda genel
olarak gizlilik kararı alması veya özel olarak milletvekiline dönük karar
alması olmak üzere iki biçimde tezahür edebilmektedir.
Yasama bağışıklığı yasama sorumsuzluğu teşrii masuniyet TBMM İçtüzüğü Türk anayasa tarihi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk Eğitimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 40 Sayı: 1 |