The choice of law is based on party autonomy only binding on the parties of the contract due to the “privity of contract”. However, the situation of third parties making a claim based on a contract involving choice of law may be controversial, one of which concerns claims arising out of marine cargo insurance contracts.
In international sale of goods, the carriage of goods by sea and its insurance during the transportation are inevitable business transactions. This kind of insurance is subject to conflict of laws due to its nature: the place where the goods are loaded and unloaded are located in different countries. Thus, we will be faced with a serious question: Is the choice of law agreed between the policyholder and the insurer in these contracts will bind the assured, who will probably be the owner of the goods and claim the indemnity? The fact that the third party is bound by the choice of law in such relationships, which are characterized as “third party beneficiary contract” in Turkish law, may lead to different approaches in the context of the law of obligations and conflict of laws.
Moreover, it should not be noted that insurance contracts are “bulk contracts”. If one party “joins” the standard contract prepared by the other party without “negotiation”, some problems may arise in terms of the validity of the choice of law. In this study, the meaning of the choice of law for the assured in marine cargo insurance contracts will be sought.
Marine Cargo Insurance Conflict of Laws Choice of Law Standard Forms of Contract Third Party Beneficiary Contract
İrade serbestisinin bir görünümü olan hukuk seçimi, “sözleşmenin nispiliği” ilkesine dayanmaktadır. Tarafların karşılıklı irade beyanları temelindeki geçerli bir hukuk seçimi yalnızca sözleşmenin taraflarını bağlamaktadır. Bununla birlikte, hukuk seçimi içeren bir sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunan üçüncü kişilerin durumu somut olayın şartlarına göre tartışma yaratabilmektedir. Bu özel durumlardan bir tanesi, deniz yoluyla taşımalarda yük sigortalarından doğan taleplere ilişkindir.
Ülkeler arası mal satımında, malın deniz yoluyla taşınması ve bu taşıma sırasında yükün/malın sigortalanması ticari hayatın işleyişi çerçevesinde kaçınılmazdır. Malın yüklendiği yer ile boşaltılacağı yerin farklı ülkelerde bulunması nedeniyle kanunlar ihtilafı alanına giren bu tür sigorta sözleşmelerinde sigorta ettiren ile sigortacı arasında kararlaştırılan hukuk seçiminin, anılan sözleşmeye dayalı olarak sigortacıdan talepte bulunan malın sahibi sigortalıyı bağlayıp bağlamayacağı ya da hangi şartlarla bağlayabileceği, yabancılık unsurlu bu tür sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda önemli bir soru olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk hukukunda “tam üçüncü kişi yararına sözleşme” olarak nitelendirilen bu sigorta ilişkilerinde üçüncü kişinin hukuk seçimi ile bağlı olması borçlar hukuku ile kanunlar ihtilafı hukuku bağlamında farklı yaklaşımlar doğurabilecek niteliktedir.
Diğer taraftan, sigorta sözleşmelerinin bir “yığın sözleşmesi” olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bir tarafın, diğer tarafça hazırlanan standart sözleşmeye “katılması” veya genel işlem şartlarında olduğu gibi ilgili şartları sözleşmenin karşı tarafı ile müzakere etmeksizin kabul etmesi ve hukuk seçiminin de bu şartlar içinde yer alması durumunda, hukuk seçiminin geçerliliği bakımından bazı sorunlar ile karşılaşılabilmektedir. Bu çalışmada, deniz yoluyla taşımalarda yük sigorta sözleşmelerinde yer alan hukuk seçiminin sigorta sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunan sigortalı bakımından ifade ettiği anlam ve bu seçimin bağlayıcı olup olmadığı sorusunun cevabı aranacaktır.
Deniz Yük Sigortaları Uygulanacak Hukuk Hukuk Seçimi Genel İşlem Şartları Üçüncü Kişi Yararına Sözleşme
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Özel Sigorta Hukuku, Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Şubat 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 16 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |