-
Roma İmparatorluğu’nun Konstantinopolis’in Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun başkenti olması nedeniyle, Konstantinopolis Piskoposluğu önem kazanır. Bizans İmparatoru Piskoposluğa Patriklik statüsü ve ekümeniklik unvanı vererek, siyasi olarak güç kazanmak ister. Bu durum ekümenik olan diğer kiliseler tarafından kabul edilmez ve protesto edilir. Osmanlı ise, Fener Rum Ortodoks Patriğine bazı yetkiler vererek “milletbaşı” olarak görevlendirir. Bu görev sadece Osmanlı sınırları dâhilinde geçerli olup, ekümeniklik anlamına gelmemektedir. Ancak Patrik, özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflama döneminde bu yetkisini kötüye kullanarak, İmparatorluğun parçalanması yönünde çok aktif olarak çalışır. Millî Mücadele döneminde Patrikhane; bir fesat ve ihanet ocağı, Rum çeteleri için silah deposu, militan eğitim yuvası rolünü üstlenir. Lozan’la birlikte Patrikhane, Türkiye’deki Ortodoks azınlıkların dinî vecibelerini yerine getiren dinî bir Türk Kurumu haline getirilir. 1980’li yıllara kadar ekümeniklik söz konusu değilken; 1990’lı yıllardan itibaren ABD, AB ve Yunanistan’ın destekleri ile Patrikhane, ekümeniklik iddialarında bulunmaya başlar. Ekümeniklik, ne laik Türk Devleti’nin Anayasası ve kanunları ile ne de Lozan Antlaşması ile bağdaşmaktadır. Patrik, mevcut kanunların kendisine tanımadığı bir unvanı kullanamaz. Ekümeniklik, sadece Ortodoks dinini ve Ortodoks kiliselerini ilgilendiren bir mesele değildir; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de bağlar. Nüfusunun % 99’u Müslüman olan Türkiye, kendi topraklarında bağımsız dinî bir Ortodoks otoritesi istememektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ocak 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0